Konu ve Kapsam
Bu sirkülerimizde, 7420 sayılı Torba Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la yapılan değişiklikler açıklama konusu yapılmıştır.
27.10.2022 tarih ve 2022-26 sayılı Sirkülerimizde paylaşım konusu yaptığımız, Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 7420 sayılı kanun numarası ile 09.11.2022 tarih ve 32008 sayılı RG’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
1. Konutlarda Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Dayalı Elektrik Enerjisi Üretiminde Muafiyet Sınırı 25 kW’dan 50 kW’ya Çıkarılmaktadır
Kanun’un 1. Mad. ile 193 sayılı GVK’nın “Vergiden Muaf Esnaf” başlıklı Mad. 9/(9) no.lu bendinde yer alan “25 kW” ibareleri “50 kW” şeklinde değiştirilmiştir. Buna göre mezkûr bent hükmünün değişen hali aşağıda gösterilmiştir.
“ 9.(7103 Sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle eklenen bent; Yürürlük: 27.03.2018) 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik enerjisi üretimi amacıyla, sahibi oldukları veya kiraladıkları konutların çatı ve/veya cephelerinde kurdukları kurulu gücü azami (7420 Sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.11.2022) 50 kW’a kadar (50 kW dâhil) olan (Kat maliklerince ana gayrimenkulün ortak elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan dâhil) yalnızca bir üretim tesisinden üretilen elektrik enerjisinin ihtiyaç fazlasını son kaynak tedarik şirketine satanlar (Bu bendin uygulanmasında üçüncü fıkra hükmü dikkate alınmaz.);”
Bilindiği üzere anılan bent hükmüne göre, sahibi oldukları veya kiraladıkları konutların çatı ve/veya cephelerinde, lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik enerjisi üretimi amacıyla, kurdukları kurulu gücü azami 25 kW’a kadar (25 kW dâhil) olan (Kat maliklerince ana gayrimenkulün ortak elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan dâhil) yalnızca bir üretim tesisinden üretilen elektrik enerjisinin ihtiyaç fazlasını son kaynak tedarik şirketine satanlar gelir vergisinden muaf tutulmuştur.
Yapılan bu değişiklik ile meskenlerin çatı ve cephelerinde kurulan elektrik üretim tesislerine sağlanan vergi muafiyetindeki 25 kW’lık sınır, Kanun’un yayım tarihi 09.11.2022’den geçerli olmak üzere 50 kW’ya çıkarılmıştır.
2. Çalışanlara Günlük Yemek Bedeli İstisna Uygulamasında Değişiklik Yapılmaktadır
Torba Kanun’un 2. Mad. ile 193 sayılı GVK’nın ücretlerde müteferrik istisnaları düzenleyen 23. Mad.’nin (8) bendinde değişiklik yapılmıştır.
Bilindiği üzere mevcut düzenlemede, işverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 51 lirayı (1.7.2022 tarihinden itibaren) aşmayan kısmı ancak buna ilişkin ödemenin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere yapılması ise şartı ile istisna tutulmuştur.
Bu düzenleme ile birlikte 51 lirayı aşmayan yemek bedelinin çalışanların banka hesabına yatırılması ve çalışanlarca bu tutarların yemek hizmeti veren işletmeler dışında da kullanılması durumunda, anılan istisnadan faydalanılmasına imkân tanınmıştır. Ancak ödemenin bu tutarı aşması halinde, aşan kısım ile bu amaçla sağlanan diğer menfaatler ücret olarak vergilendirilecektir.
Bu istisna, izleyen ayın (Aralık) başından geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir.
3. Yurt Dışında Yapılan İnşaat, Onarım, Montaj İşleri ile Teknik Hizmetlerde Çalışanlara Yapılan Ücret Ödemeleri İstisna Kapsamına Alınmaktadır
Torba Kanun’un 2. Mad. hükmünün devamında ise 193 sayılı GVK’nın ücretlerde müteferrik istisnaları düzenleyen 23. Maddesine, (18) numaralı bendinden sonra gelmek üzere “19. Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerde çalışan hizmet erbabına, fiilen yurt dışındaki çalışmaları karşılığı işverenin yurt dışı kazançlarından karşılanarak yapılan ücret ödemeleri.” bent hükmü eklenmiştir.
Buna göre, yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerde, hizmet erbabının yurt dışında çalıştırılmasını teşvik etmek amacıyla, yurt dışında bu işlerde çalışmak üzere götürülen ve fiilen yurt dışında çalışan hizmet erbabına, yurt dışındaki çalışmaları karşılığı işverenin yurt dışındaki kazançlarından karşılanarak yapılan ücret ödemeleri gelir vergisinden ve dolaylı olarak damga vergisinden istisna tutulmuştur.
Bu istisna, izleyen ayın (Aralık) başından geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir.
4.Bireysel Katılım Yatırımcısına Vergi Avantajı Sağlayan (GVK Geç Mad.82) Düzenlemenin Yürürlük Süresi 31.12.2017 Tarihinden 31.12.2027 Tarihine Uzatılmaktadır
Torba Kanun’un 3. Mad. ile bireysel katılım yatırımcısı tam mükellef gerçek kişilere vergi avantajı sağlayan 193 sayılı GVK’nın Geçici 82. Maddesinin yürürlük süresi, 31.12.2022 tarihinden 31.12.2027 tarihine uzatılması öngörülmektedir.
GVK’nun geçici 82. Mad.nde yer alan mevcut düzenlemeye göre, 31/12/2022 tarihine kadar, 4059 sayılı Kanunun ek 5. Mad. kapsamına giren bireysel katılım yatırımcısı tam mükellef gerçek kişiler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra iktisap ettikleri tam mükellef anonim şirketlere ait iştirak hisselerini en az iki tam yıl elde tutmaları şartıyla, VUK’un değerlemeye ait hükümlerine göre hesapladıkları hisselerin tutarlarının %75’ini, yıllık beyannamelerine konu kazanç ve iratlarından hisselerin iktisap edildiği dönemde indirebileceklerdir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK ile KOSGEB tarafından belirlenen araştırma, geliştirme ve yenilikçilik programları kapsamında projesi son beş yıl içinde desteklenmiş kurumlara iştirak sağlayan bireysel katılım yatırımcıları için bu oran %100 olarak uygulanmaktadır.
Mevcut düzenlemede yıllık indirim tutarı 1.000.000 TL’ni aşamayacak ve ilgili yıl kazancından indirilemeyen kısım, izleyen yıllarda VUK’a göre bu yıllar için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınacaktır.
Yapılan bu düzenlemeyle, Geçici 82. Mad.nin uygulama süresi 31/12/2022 tarihinde sona ereceğinden, uygulama süresi 31/12/2027 tarihine kadar uzatılmakta, ayrıca, yararlanılacak indirim tutarı olan “1.000.000 Türk lirası“, “2.500.000 Türk lirası” olarak güncellenmektedir.
Söz konusu vergi avantajı, 01.01.2023 tarihinden itibaren elde edilen gelir veya kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde (09.11.2022) yürürlüğe girmiştir.
5. Sermaye Azaltımında Vergileme Uygulamasına İlişkin Pratik Kanun Maddesi Olarak Düzenlenmiştir
Torba Kanun’un 22. Mad. ile 5520 sayılı KV Kanununun 32/A maddesinden sonra gelmek üzere, aşağıdaki (32/B) madde eklenmiştir.
“Sermaye azaltımında vergileme
MADDE 32/B- (1) Kurumlar tarafından sermayeye eklenen öz sermaye kalemlerinin, sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçtikten sonra herhangi bir şekilde sermaye azaltımına konu edilmesi durumunda, nakdi veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit olunur. Söz konusu oranın tespitinde,
a) Sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinin,
b) Sadece kâr dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinin,
c) Başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdi sermayenin toplam sermaye içindeki paylan dikkate alınır.
(2) Kurumların öz sermaye kalemlerini sermayeye ekledikleri tarihten itibaren beş tam yıllık süre tamamlanmadan sermaye azaltımı yapmaları durumunda, azaltımın sırasıyla birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sermaye unsurlarından yapıldığı kabul edilir,
(3) Sermaye azaltımında, öncelikli olarak sermayeye ilave edilen öz sermaye kalemlerinden, sermayeye eklenme tarihi beş tam yıllık süreyi geçmemiş olanların işletmeden çekildiği kabul edilir.
(4) Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları kapsamında sermaye azaltımı suretiyle tespit olunan sermaye unsurlarından; birinci fıkranın (a) bendi kapsamında olanlar kurumlar vergisine ve vergi kesintisine, (b) bendi kapsamında olanlar sadece vergi kesintisine tabi tutulur. Kurumlar vergisine ve vergi kesintisine tabi sermaye unsurlarında, kesinti matrahı hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan tutar olup, bu tutar üzerinden Kanunun 15 inci ve 30 uncu maddeleri ile 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesi hükmü kapsamında kesinti yapılır.
(5) Geçmiş yıl zararlarının mahsubu suretiyle sermaye azaltılması durumunda, bu şekilde azaltıma konu edilen sermaye unsurları birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerine göre tespit edilir ancak bu tutarlar üzerinden dördüncü fıkra kapsamında vergi kesintisi yapılmaz.
(6) Hazine ve Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
Yapılan bu düzenleme ile sermayeye aktarılan çeşitli kaynaklar, aktarıldığı tarihten itibaren;
- Beş yıl boyunca sermaye azaltımı yapmayan kurumlarda, bu sürenin sonunda sermaye azaltılmışsa, işletmeye konulan nakdi veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit edilerek vergilendirme yapılacaktır.
- Beş yıldan önce sermaye azaltımı yapan kurumlarda ise azaltılan sermayenin;
- Öncelikle sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak hesaplardan,
- Daha sonra sadece kâr dağıtımına bağlı tevkifata tabi hesaplardan,
- Son olarak ise vergiye tabi olmayan nakdi ve ayni sermayeden,
oluştuğu kabul edilerek vergilendirme yapılacaktır. Yapılan sermaye azaltımında sermayeye eklenen kaynakların bazılarının beş yıllık süreyi aşması bazılarının ise aşmaması durumunda ise söz konusu kaynaklardan öncelikli olarak sermayeye ilave edilme tarihi beş yılı geçmemiş olanların çekildiği kabul edilecektir.
Görüleceği üzere kanun koyucu madde düzenlemesinde söz konusu hükümler ile sermaye azaltımında suistimalin önüne geçmek istemiştir.
Bilindiği üzere, sermaye azaltımının ortaklar tarafından nakden veya aynen yapılan ödemelerden kaynaklanması halinde, ortakların esas olarak işletmeye koydukları sermayeyi Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde geri almış olmaları nedeniyle mükellefiyet statüsüne bakılmaksızın vergilendirme işlemi yapılmamaktadır.
Örneğin, 10 milyon Türk lirası sermayesi olan bir kurumun, bu sermayesinin 7 milyon Türk lirasının ortaklar tarafından işletmeye nakden konulduğu, 2 milyon Türk lirasının geçmiş yıl kârlarının sermayeye ilavesinden, 1 milyon Türk lirasının ise enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından kaynaklandığı varsayıldığında;
Kurumun geçmiş yıl karları ile enflasyon düzeltmesi olumlu farklarının sermayesine ilave ettiği tarihten itibaren beş yıl boyunca sermaye azaltımına gitmemesi durumunda, bu sürenin sonundan itibaren yapılan sermaye azaltımında nakdi veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit edilecektir.
Bu şartları haiz Kurumun sermayesini 2 milyon Türk lirası azaltması durumunda; azaltıma konu edilen tutarın 1 milyon 400 bin Türk lirasının nakdi sermayeden, 400 bin Türk lirasının sermayeye ilave olunan geçmiş yıl karlarından, 200 bin Türk lirasının ise sermayeye eklenmiş enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından kaynaklandığı kabul edilecektir. Ancak, bu kaynakların sermayeye ilave edilmesinden itibaren beş yıl içerisinde Kurum tarafından sermaye azaltılması durumunda azaltıma konu edilen tutarın 1 milyon Türk lirasının sermayeye ilave olunan enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından, 1 milyon Türk lirasının ise geçmiş yıl karlarından kaynaklandığı kabul edilecektir.
Böylelikle sermayeye ilave olunan kaynakların en az beş yıl boyunca sermayede kalması özendirilerek, işletmelerin öz kaynaklarının güçlü kalması teşvik edilmektedir.
Geçmiş yıl zararlarının mahsubu suretiyle sermaye azaltılması durumunda, azaltıma konu edilen sermaye unsurları da maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen hükümler kapsamında tespit edilecektir. Ancak bu tutarlar üzerinden kâr dağıtımı veya ana merkeze aktarılan tutar kapsamında vergi kesintisi yapılmayacaktır.
Sermaye azaltımında vergileme uygulaması, bu Kanun’un yayımı tarihinde (09.11.2022) yürürlüğe girmiştir.
6. Kur Korumalı Mevduat Uygulamasında Süre, 31.12.2023'e Uzatılacak
Torba Kanun’un 23. Mad. ile 5520 sayılı KV Kanununun Geçici 14. Mad.nin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına göre mükelleflerin “2022 yılı sonuna” ibareleri “31/12/2023 tarihine” şeklinde, dördüncü fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde, yedinci fıkrasında yer alan “ve üçüncü” ibaresi “, üçüncü ve dördüncü” şeklinde değiştirilmiştir.
“Cumhurbaşkanı bu istisnayı 31/12/2023 tarihine kadar her bir geçici vergi veya yıllık hesap dönemleri sonu itibarıyla kurumların bilançolarında yer alan yabancı paralar için ayrı ayrı veya birlikte uygulatmaya yetkilidir.“
Yapılan düzenleme değişikliği uyarınca, 2022 yılı sonuna kadar yabancı para ve altın hesabı bakiyelerinin Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm fiyatı üzerinden Türk lirasına çeviren mükelleflerin bu kapsamda açılacak mevduata tahakkuk ettirilecek faiz ve kâr payları ile diğer kazançları istisna kapsamına alınmıştır.
Buna göre dönüşüm fiyatı üzerinden Türk lirasına çevrilmesi gereken son tarih 31.12.2023 olarak belirlenmekte ayrıca Cumhurbaşkanına bu istisnayı, 31.12.2023 tarihine kadar her bir geçici vergi veya yıllık hesap dönemleri sonu itibarıyla kurumların bilançolarında yer alan yabancı paralar için ayrı ayrı veya birlikte uygulatma konusunda yetki verilmektedir.
Ancak unutulmamalıdır ki KVK Geçici 14’üncü maddesinin 4’üncü fıkrası kapsamında uygulanan istisna kur farklarını kapsamadığından, bu kapsamdaki dövizlerin KKM hesaplarına dönüşümünde kur farkı geliri oluşursa söz konusu kur farkı kazançları kurumlar vergisine tabi olacaktır.
Düzenleme, 26.05.2022 tarihinden itibaren uygulanmak üzere, Kanun’un yayım (09.11.2022) tarihinde yürürlüğe girmiştir.
7. Turizm Payı Oranları ile Yükümlüleri Yeniden Düzenlenmektedir
Kanun’un 37. Mad. ile turizm payı alınan mükellefler ile bu mükelleflerden alınan pay oranlarının yeniden düzenlenmekte; ayrıca turizm işletme belgeli deniz turizmi araçlarından turizm payı alınmasına son verilmektedir.
Buna göre, 7183 sayılı Kanunun 6. Mad.nin ikinci fıkrasının (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi öngörülmektedir:
“a) Bileşik tesisler ile konaklama tesislerinden binde beş,
b) Bakanlıktan belgeli yeme-içme ve eğlence tesislerinden binde beş,
c) Deniz turizmi tesislerinden binde beş,
ç) Seyahat acentalarından (münferit uçak bileti satışları hariç) on binde beş,
d) Havayolu işletmelerinden (ticari yolcu taşımacılığı faaliyetlerinden) on binde beş,”
Mezkur Kanun’da düzenlemenin yürürlük tarihi 01.01.2024 olarak belirlenmiştir.
8. Çalışanlara 1.000 Türk Lirasına kadar yapılacak elektrik, doğalgaz ve ısınma gideri ödemeleri gelir vergisinden istisna edilmektedir
Kanunun Geçici 1’inci maddesi ile bu maddenin yürürlüğe girdiği 09.11.2022 tarihinden geçerli olmak üzere, işverenler tarafından çalışanlara elektrik, doğalgaz ve ısınma giderlerine karşılık olmak üzere 30/6/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) mevcut ücretlerine/prime esas kazançlarına ilave olarak yapılan aylık 1.000 Türk lirasını aşmayan ödemeler, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre prime esas kazanca dâhil edilmeyecek ve bu tutar üzerinden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu uyarınca gelir vergisi hesaplanmayacaktır.
Düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere mezkûr madde, 09.11.2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmektedir. Bununla birlikte maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgisine göre Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
Söz konusu istisna düzenlemesinin süreli olması vb. gerekçelerle bu uygulama hakkında ikincil mevzuatın en kısa sürede çıkarılması beklenmektedir.
9. Takip Tutarı 2.000,00 TL ve Altına Düşen Alacakların “Değersiz Alacak” Kabul Edilerek Kayıtlardan Çıkarılması
Torba Kanun’un Geçici 2. Mad. ile icra takibi başlatılmış bulunan, borçlusu gerçek kişi olan ve her bir icra dosyası itibarıyla asıl alacak ve ferileri dahil icra takibi başlatıldığı tarihteki takip tutarı 2.000 Türk lirasını aşmayan alacaklar ile bu tutarın üzerinde takip başlamış olmakla birlikte yapılmış tahsilatlar nedeniyle bakiye takip tutan 2.000 Türk lirası ve altına düşen alacaklardan, alacaklıların bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar alacak haklarından feragat ettiklerini belirtir dilekçeyle vazgeçerek icra takiplerini sonlandırmaları koşuluyla takip konusu alacak, VUK’un 322. Mad. kapsamında alacak kabul edilmesi imkanı getirilmektedir.
Düzenleme ile küçük alacakların muhasebe kayıtlarından tasfiyesi amaçlanmaktadır.
Bu şekilde kayıtlardan çıkarılan alacaklara ilişkin daha önce hesaplanarak beyan edilen KDV ve ÖİV, kendi kanun hükümleri kapsamında, söz konusu vergilerden indirim konusu yapılabilecektir. Böylece, alacaklısının gerçek veya tüzel kişi olup olmadığına veya alacakların abonelik sözleşmelerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığına bakılmaksızın icra takibinden feragat edilen alacaklara ilişkin daha önce yerine getirilmiş vergisel yükümlülükler telafi edilmektedir.
Ayrıca yine bu Kanun Teklifinin Geçici 3. Mad. ile varlık yönetim şirketlerince takip edilen ve anaparası 2.500 Türk lirası ve altında bulunan alacakların, anaparasının yarısı Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinden karşılanarak ödenmek suretiyle kalan kısmının, vekâlet ücreti, faiz ve benzeri ek yükümlülüklerin takibinden vazgeçilmesi sağlanmaktadır.
Söz konusu düzenleme, bu Kanun’un yayımı tarihinde (09.11.2022) yürürlüğe girmiştir.