VERGİDEGÜNDEM
ÖNSÖZ
Dergimizin Temmuz-Ağustos/2022 sayısında;
- Haksız Çıkma Zammının İptaline İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı,
- Meslek Mensuplarına Sorumluluk Raporu Yazılabilmesine Yönelik Uygulamada Yaşanan Sorunları Çözmek İçin VDK Tarafından Yapılan Açıklamalar,
- Varlık Barışı Düzenlemesine İlişkin Yayımlanan “1 Seri No.lu Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğ”
- Uzlaşma Yönetmeliğinde Yapılan Değişiklikler
- Yabancılar ve Türkiye Mukimi Olmayan Gerçek Kişilerle Yapılacak İşlemlere İlişkin Tahsilat ve Ödemeler Tevsik Zorunluluğu Kapsamı Dışına Çıkartılması
- Teknoloji Gel. Böl. ve Ar-Ge/Tasarım Merkezlerinde Uzaktan Çalışma Oranı %75’e Çıkarılması
- Şirketlerin 31/12/2021 ile 30/06/2022 Tarihleri Arasında Sahip Oldukları Döviz Mevduatları da KKM Kapsamına Alınabilecek Olması
- 05/07/2022 Tarihli Ve 31887 Sayılı RG Yayımlanarak Yürürlüğe Giren 7417 Sayılı Torba Kanun
Anlatım, açıklama ve paylaşım konusu yapılmıştır.
Yoğun ve stresli çalışma hayatınıza katkı yapması ümidiyle hazırladığımız dergimizin siz değerli mükelleflerimize fayda sağlamasını ve bir sonraki sayımızda tekrar buluşmayı diliyoruz
Yusuf ÖZER
Yeminli Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi
(Mali Hukuk ve Uygulamaları Bilim Uzmanı)
Haksız Çıkma Zammının İptaline İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı:
Ödeme emrine İtirazda uygulanan “haksız çıkma zammı” Anayasa Mahkemesince iptal edildi. (2.8.2022 tarih 31911 sayılı Resmi Gazete)
Anayasa Mahkemesinin 2/8/2022 tarihli ve 31911 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “21/4/2022 tarihli ve E: 2021/119, K: 2022/48 sayılı Kararı” ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un “Ödeme emrine itiraz” başlıklı 58’inci maddesinin “İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı % 10 zamla tahsil edilir.” hükmü iptal edilmiştir.
Karar sonrası anılan madde metni aşağıdaki şekilde olmuştur:
“Ödeme Emrine İtiraz
Madde 58 – Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri
Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lâzımdır, aksi halde itiraz edilmemiş sayılır.
İtiraz komisyonu bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir.
İtiraz komisyonlarının bu konudaki kararları kesindir.
Borcun tamamına bu madde gereğince vâkı itirazların tamamen veya kısmen reddi halinde, borçlu ret kararının kendisine tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde mal bildiriminde bulunmak mecburiyetindedir
Borcun bir kısmına karşı bu madde gereğince vâkı itirazlar mal bildiriminde bulunma müddetini uzatamaz.”
Meslek Mensuplarının Sorumlulukları Hakkında Yaşanan Sorunlar Hakkında VDK Genel Yazısı
(03.8.2022 tarih E-55935724-010.07-10120 sayılı yazı)
SMMM ile YMM’lerin sorumlulukları hakkında rapor yazılabilmesine yönelik uygulamada yaşanan sorunlara ilişkin VDK, 3.8.2022 tarihinde E-55935724-010.07-10120 sayılı Genel Yazı yayımlanmıştır. Bu kapsamda vergi müfettişlerine, “SMMM ve YMM Hakkında Vergi Müfettişleri Tarafından Sorumluluk Raporu Düzenlenmesinde Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönerge’nin uygulanması hakkında açıklayıcı bilgilendirme yapılmıştır.
Vergi incelemeleri sırasında 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu (Meslek Kanunu) ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde, meslek mensuplarının mesleki sorumluluklarına ilişkin olarak sorumluluk raporu düzenlenmesinde uyulacak usul ve esasları düzenlemeye ve uygulama birliği sağlamaya yönelik olarak hazırlanan ve halen yürürlükte olan “Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Hakkında Vergi Müfettişleri Tarafından Sorumluluk Raporu Düzenlenmesinde Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönerge”’nin uygulamasındaki farklılıkların giderilmesi amacıyla VDK Başkanlığı’nca bir Genel Yazı kaleme alınmış ve uygulamada meslek mensuplarımızın karşılaşabileceği sorunların giderilmesine ve kanunun sistematiğine uymayacak sorumluluk raporlarının yazılmasını engellemeye yönelik önemli bir adım atılmış olmaktadır.
Bu kapsamda; Yönerge’nin 6’ncı maddesinin 1’nci fıkrasında yer alan,
“Vergi Müfettişleri, yaptıkları vergi incelemeleri sırasında, ilgili mevzuat hükümlerine göre vergi beyannamesini imzalayan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler veya tasdik raporunu düzenleyen Yeminli Mali Müşavirlerin, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin Kanun’un 12’nci maddesinde yer alan tasdikten kaynaklanan sorumluluk hükümleri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 227’nci maddesi de dikkate alınarak, defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmaması durumunda, incelemede tespit edilen hususlar ile meslek mensubunun davranışı arasındaki illiyet bağını delilleri ile birlikte açık bir şekilde belirler.” düzenlemesinden hareketle aşağıdaki açıklayıcı belirlemeler yapılmıştır.
a) Vergi beyannamelerini ilgili mevzuat hükümlerine göre imzalayan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin, imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmaması halinde mali sorumlulukları doğacaktır. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir tarafından tutulan defter kayıtları ve verilen beyannameler ile bunların dayanağını oluşturan belgeler arasındaki uyumsuzluğun tek başına vergi kaybına neden olmadığı durumlarda mali sorumluluk söz konusu olmaz,
b) İlgili mevzuat hükümlerine uygun bir şekilde tasdik raporunu düzenleyen Yeminli Mali Müşavirler yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumludurlar. Yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde, tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Yeminli Mali Müşavirler yaptıkları tasdikin kapsamını düzenleyecekleri raporda açıkça belirtirler.
c) Meslek mensuplarının sorumluluğu, mükellefler tarafından kendilerine sunulan veya sunulması gereken belgelerle sınırlıdır.
Yönerge’nin 9’uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan, “Vergi Müfettişleri, cezai sorumluluk, disiplin sorumluluğu veya mali sorumluluk gerektiren hususlarda, meslek mensubunun yazılı savunmasını ister. Savunma isteme yazısının tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde savunma yapılmaması durumunda ilgili meslek mensubu savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.” düzenlemesinden hareketle aşağıdaki açıklayıcı belirlemeler yapılmıştır.
a) Sorumluluğa konu fiil ve hâllere ilişkin olarak, meslek mensubu hakkında ileri sürülen iddialar ve bu iddiaların dayanakları, kendisine sorumluluk doğurabilecek bilgi ve bulguların somut verileriyle açıklanması,
b) Sorumluluk doğuran fiillerin hukuki dayanaklarının bildirilmesi,
c) Sorumluluk doğuran fiil ve hallerin aydınlatılmasına yönelik sorular sorulması,
ç) Meslek mensuplarının beyanları ile eldeki bilgi ve belgeler çeliştiği takdirde, bu çelişkinin giderilmesinin istenilmesi,
d) Rapor Değerlendirme Komisyonunda dinlenme talebinde bulunabileceğinin belirtilmesi,
e) Bunların dışında vermek istediği bilgi, belge veya yapacağı açıklama olup olmadığı, hususları da dikkate alınarak düzenlenmesi gerekmektedir.
Yönerge’nin 10’uncu maddesinin altıncı fıkrasında yer alan, “Vergi Müfettişleri, vergi inceleme raporlarında yer alan sorumlulukla ilgili illiyet bağı kurdukları hususlara ve mali sorumluluk kapsamında müştereken ve müteselsilen sorumlu tutuldukları vergi, ceza tutarlarına Görüş ve Öneri Raporlarında yer verirler.” düzenlemesinden hareketle aşağıdaki açıklayıcı belirlemeler yapılmıştır.
Bu kapsamda, Vergi Müfettişlerince düzenlenecek Görüş ve Öneri Raporlarında, meslek mensuplarının sorumluluk doğuran icrai ya da ihmali fiilinin ne olduğu, bu fiilin mevzuatın hangi hükmünü ihlal ettiği ve fiilin icrası neticesinde ortaya çıkan sonucun ne olduğu açıkça belirtilir. Ayrıca, düzenlenen sorumluluk raporlarında, tespit edilen fiil ile bu fiil neticesinde ortaya çıkan vergi ziyaı arasında kurulan illiyet bağına, ilgili meslek mensubunun bilgisine de başvurmak suretiyle, somut delillerle birlikte açık bir biçimde yer verilmesi gerekmektedir. Somut vakalar delilleri ile birlikte ortaya konulmadan, genel ibareler kullanılmak suretiyle rapor tanzim edilmez.
Yönerge’nin 10’uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan,
“Vergi Müfettişleri, Görüş ve Öneri Raporlarında ceza önerisi getirmez. Raporlarda, neden sonuç ilişkisi kurulmak suretiyle mevzuata aykırılık açıkça ortaya konulur.” Düzenlemesinden hareketle aşağıdaki açıklayıcı belirlemeler yapılmıştır.
Vergi Müfettişlerince, meslek mensubunun disiplin sorumluluklarının tespit edildiği Görüş ve Öneri Raporlarında ceza önerisi getirilmeyecektir. Meslek mensuplarının disiplin sorumluluğu doğuran fiilleri ile bu fiiller sebebiyle ihlal edilen 3568 sayılı Kanunun ve Disiplin Yönetmeliğinin ilgili hükümlerinin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, neden sonuç ilişkisi gözetilerek raporda ortaya konulması ile yetinilecek olup ceza önerisi yönünde herhangi bir görüş belirtilmeyecektir.
Vergi Müfettişlerinin yaptıkları incelemeler sırasında meslek mensuplarının disiplin sorumluluğuna yönelik rapor düzenlemiş olmaları, aynı meslek mensubu hakkında mutlaka mali sorumluluk yönünden de rapor düzenlenmesini gerektirmemektedir.
Bu kapsamda, sorumluluk gerektiren her bir fiil ve işlem, ilgili mevzuat çerçevesinde ayrı ayrı değerlendirilerek, neden sonuç ilişkisi de ortaya konulmak suretiyle sadece tespit edilen sorumluluk türü yönünden rapor düzenlenmesi gerekmektedir.
Rapor Değerlendirme Komisyonları, Yönergenin 9 uncu maddesinin beşinci fıkrası gereğince, gerekli gördüğü durumlarda ya da talebi halinde meslek mensubunu dinleyebilecektir
1Bakanlık Makamının 20/2/2015 tarih ve 217 sayılı Olurları ile yürürlüğe konulmuştur.
Varlık Barışı Düzenlemesine İlişkin Tebliğ Yayımlandı
09/08/2022 tarihli R.G’de yeni Varlık Barışı düzenlemesine ilişkin açıklamaların yer aldığı “1 Seri No.lu Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğ” yayımlandı.
Tebliğ ile uygulama usul ve esasları belirtilen getirilen Yeni Varlık Barışı düzenlemesi, önceki varlık barışı düzenlemeleri ile temelde benzerlik gösterse de kademeli vergilendirme ve vergi incelemeleri uygulamaları gibi bazı önemli noktalarda farklılaşmaktadır.
Bültenimizin bu bölümünde, yeni düzenleme Tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde özetlenmiştir.
- Kapsama Giren Varlıklar
Varlık barışı kapsamına;
- Gerçek veya tüzel kişilerce, yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları
- Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar.
- Bildirim Zamanı
Yurt dışında bulunan söz konusu varlıklar için 31/3/2023 tarihine kadar Tebliğ ekinde (Ek-1) yer alan form ile banka veya aracı kurumlara bildirim yapılabilecektir.
Türkiye’de bulunan varlıklar Tebliğ ekinde (Ek-3) beyanname ile 31/3/2023 tarihine kadar vergi
- Varlıkların bildirim değeri
Gerek yurt dışında bulunan varlıkların banka veya aracı kurumlara bildirilmesinde gerekse yurt içinde bulunan varlıkların vergi dairelerine beyan edilmesinde, bildirildiği veya beyan edildiği tarih itibarıyla varlıklar, aşağıdaki değerleme ölçütleri ile değerlenecektir:
- Türk lirası cinsinden para, itibari (nominal) değeriyle.
- Altın, rayiç bedeliyle.
- Döviz, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla.
- Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarından;
- Pay senetleri, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle.
- Tahvil, bono, eurobond gibi borçlanma araçları, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle.
- Yatırım fonu katılma payları, ilgili piyasasında belirlenmiş kapanış fiyatıyla.
- Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri gibi türev araçlar, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle.
- Taşınmazlar, rayiç bedeliyle.
Bildirim veya beyanlarda söz konusu varlıkların Türk lirası karşılığı bedelleri esas alınacaktır.
Bu Tebliğin uygulanmasında rayiç bedel, söz konusu varlıkların bildirildiği veya beyan edildiği tarih itibarıyla belirlenen alım-satım bedeli olup, bu bedelin gerçek durumu yansıtması gerekmektedir. Borsa rayiciyle değerlenecek varlıkların borsa rayicinin belirlenmesinde, söz konusu varlıkların bildirildiği veya beyan edildiği tarihte işlem gördüğü yurt içi veya yurt dışındaki borsalarda oluşan değerler dikkate alınacaktır. Döviz cinsinden varlıklarda, bunların bildirildiği veya beyan edildiği tarihteki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru dikkate alınacaktır.
Bildirimde bulunduktan sonra, yapılan hataların düzeltilmesi ya da bildirime konu edilen varlıkların azaltılması amacıyla 31/3/2023 tarihine kadar yapılacak düzeltmelerde varlıkların ilk bildirim tarihindeki değerleri esas alınacaktır.
Türkiye’de bulunan varlıkların, vergi dairelerine beyan edildiği tarih itibarıyla yukarıda yer alan esaslar çerçevesinde belirlenen Türk lirası karşılığı bedelleriyle bu varlıkların yasal defterlere kaydedilmesi gerekmekte olup, söz konusu varlıkların elden çıkarılması halinde satış kazancının tespitinde bu bedel dikkate alınacaktır.
- Varlığa sahip olma tarihi
Varlıklara belli bir tarih itibariyle sahip olma ve bunu ispat etme zorunluluğu bulunmamaktadır. Dolayısıyla, kanunda belirtilen sürelerde varlığın yurda getirilmesi veya kayıtlara alınması yeterlidir.
- Beyan Edilen Varlıklar Üzerinden Kademeli Vergi Uygulaması
Düzenleme, yurt dışından getirilen varlıklar için getirilme süresini dikkate alarak %1, %2 ve %3’lük farklı oranlarda; yurt içi varlıklar için ise %3’lük tek oranda vergi ödenmesini öngörmektedir.
Banka ve aracı kurumlara bildirilen yurt dışındaki varlıkların değeri üzerinden;
- 30/9/2022 tarihine kadar yapılan bildirimler için %1,
- 1/10/2022 tarihi ila 31/12/2022 tarihi arasında yapılan bildirimler için %2,
- 1/1/2023 tarihi ila 31/3/2023 tarihine kadar yapılan bildirimler için %3,
Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %3 (yüzde üç) oranında vergi tarh edilecektir ve bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecektir.
Görüleceği üzere yurt dışı varlıkların bildiriminde %1, %2 ve %3 şeklinde kademeli vergi uygulaması varken yurt içi varlıkların bildiriminde vergi, %3 sabit uygulanacaktır.
- Yurt Dışında Bulunan Varlıkların Bildirimine İstinaden Tahsil Edilen Vergilerin Bildirim Sahibine İadesi
Bildirilen varlıkların, Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılan hesaplara transfer edildiği veya yurt dışından getirilerek bu hesaplara yatırıldığı tarihten itibaren en az 1 (bir) yıl süreyle tutulması halinde vergi %0 olarak uygulanacaktır. Bu takdirde, banka ve aracı kurumlar tarafından bildirim esnasında tahsil edilerek vergi dairesine ödenen vergi, bildirim sahibinin ilgili vergi dairesine başvurusu üzerine iade edilecektir.
Görüleceği üzere vergi iadesi uygulaması yalnızca yurt dışından getirilerek bu düzenleme kapsamında bildirim konusu yapılan varlıklar için geçerli olup yurt içinde bulunan ve bildirim konusu yapılan varlıklar için ödenen verginin iadesi söz konusu değildir.
7.Ödenen vergilerin mahsubu
Yukarıda yer verilen vergiler, hiçbir suretle gider yazılamayacak ve başka bir vergiden mahsup edilemeyecektir.
8.Bildirilen veya beyan edilen varlıkların kanuni defter kayıtlarına intikal ettirilmesi
Bildirilen veya beyan edilen varlıkların, defter tutan mükelleflerce kanuni defterlere kaydedilmesi zorunludur.
Yurt dışında bulunan varlıkların; şirket adına bildirilmesi durumunda ilgili şirket, şahıslar adına bildirilmesi halinde bu şahısların kendileri, maddenin sağladığı imkânlardan yararlanabileceğinden, şirket adına bildirime konu edilen varlıkların, şirketin kanuni defter kayıtlarına intikal ettirilmesi gerekmektedir.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bildirime veya beyana konu ettikleri ve yasal defterlerine kaydettikleri kıymetleri için pasifte özel fon hesabı açacaklardır. Söz konusu hesap sermayenin cüz’ü addolunacak, bildirim veya beyan tarihinden itibaren 2 yıl geçmedikçe işletmeden çekilemeyecek ve sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamayacaktır. Diğer taraftan işletmenin tasfiye edilmesi halinde bu tutarlar vergilendirilmeyecektir. Fon hesabında tutulan bu tutarların, devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmesi söz konusu olmayacaktır.
Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, bildirimde veya beyanda bulundukları söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca göstereceklerdir.
Defter tutan mükelleflerce Türkiye’ye getirilen varlıklar ile gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince kanuni defterlere kaydedilen varlıklar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın işletmelerine dâhil edilecek ve bildirim veya beyan tarihinden itibaren 2 yıl geçmesi koşuluyla vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmelerinden çekilebilecektir.
9.Yurt dışında bulunan varlıkların kredilerin ödenmesi ve sermaye avanslarının karşılanmasında kullanılması
Yurt dışında bulunan varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve 05/07/2022 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31/3/2023 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilecektir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmayacaktır.
05/07/2022 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının 05/07/2022 tarihinden önce Türkiye’ye getirilmek suretiyle karşılanmış olması hâlinde, söz konusu avansların en geç 31/3/2023 tarihine kadar defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla varlık barışı hükümlerinden yararlanılabilecektir.
10.Taşınmazlar için tapu harcı ödenmemesi
Yurt içi varlık barışı kapsamında beyan edilerek işletme kayıtlarına alınacak taşınmazların işletmeye devrine ilişkin tapuda yapılacak işlemlerden, tapu harcı
alınmayacaktır. Ayrıca bu taşınmazların işletmeye devri Gelir Vergisi Kanunun mükerrer 80 inci maddesi kapsamında, elden çıkarma sayılmayacak ve değer artış kazancı yönünde vergilendirilmeyecektir.
Tapuda yapılacak taşınmaz devir işlemlerinde tapu harcının alınmaması için maddede belirtilen beyannamenin verilmesini müteakiben, ilgili vergi dairesinden, beyan edilen taşınmazların tapu kayıtlarına ilişkin bilgileri de içerecek şekilde Varlık Barışı kapsamında şirket adına beyan edilerek özel fon hesabına alındığını (veya kanuni defterlerin ilgili sayfalarında gösterildiğini) ve bu çerçevede tapu işleminde harç alınmayacağı hususunda beyanın yapıldığı vergi dairesinden alınacak yazı, ilgili tapu sicil müdürlüğüne ibraz edilecektir.
11.Gider ve amortisman uygulaması
Bildirim konusu yapılarak kanuni defter kayıtlarına intikal ettirilen taşınmazlar hakkında Vergi Usul Kanununda yer alan amortismanlara ilişkin hükümler uygulanmayacaktır.
Kayıtlara alınan bu varlıkların daha sonra elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gelirin veya kurum kazancının tespitinde gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir.
12.Şirketlerin kanuni temsilcileri, ortakları veya vekilleri adına görünen varlıkların durumu
Şirketlerin kanuni temsilcileri, ortakları ya da şirket veya şirketin ortakları adına Varlık Barışı kapsamına giren varlıkları 5/7/2022 tarihinden önce yetkili kuruluşlarca düzenlenen bir vekalet veya temsil sözleşmesine istinaden değerlendirmeye yetkili olanların, bu tarih itibarıyla sahip oldukları ve yurt dışında bulunan varlıklarının;
Şirket adına bildirime konu edilerek Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi ya da Türkiye’de bulunan ancak 5/7/2022 tarihi itibarıyla kanuni defter kayıtlarında yer almayan varlıklarının şirket adına beyan edilmek suretiyle bu düzenlemeden yararlanılabilmesi mümkündür.
Şirket veya şirket ortaklarına ait olduğu halde şirketin kanuni temsilcileri, ortakları veya vekilleri dışındaki kişilerce tasarruf edilen varlıklar, şirket adına bildirim veya beyana konu edilerek bu düzenlemeden yararlanılabilecektir. Ayrıca, gerçek kişilere ait olduğu halde bu kişilerin ortağı veya kanuni temsilcisi oldukları yurt dışındaki şirketlerce tasarruf edilen varlıkların da ilgili gerçek kişiler adına bildirim veya beyana konu edilmesi halinde bu düzenlemeden yararlanılabilmesi mümkündür. Ancak, bildirim veya beyan dışındaki nedenlerle yapılacak inceleme esnasında söz konusu varlıkların şirket veya şirket ortaklarına ya da gerçek kişilere ait olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir.
13.İnceleme ve tarhiyat yapılmayacak haller
Bildirilen veya beyan edilen varlıklara isabet eden tutarlara ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacaktır.
Bu hükümden yararlanabilmek için;
a) Yurt dışında bulunan bildirime konu varlıkların;
1) Bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi ya da Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi,
2) Bildirilen varlıklara ilişkin tarh edilen verginin süresinde ödenmesi,
3) Bildirime konu edilen varlıkların 213 sayılı Kanun uyarınca defter tutan mükelleflerce kanuni defterlere kaydedilmesi, yasal defterlerine kaydettikleri bu kıymetler için pasifte özel fon hesabı açılması (veya kanuni defterlerin ilgili sayfalarında gösterilmesi), bu fon hesabının ve varlıkların iki yıl geçmedikçe işletmeden çekilmemesi ve fon hesabının sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılmaması,
b) Türkiye’de bulunan ve beyana konu edilen varlıkların;
1) Beyan edilen varlıkların defter tutan mükelleflerce kanuni defterlere kaydedilmesi, yasal defterlerine kaydettikleri bu kıymetler için pasifte özel fon hesabı açılması (veya kanuni defterlerin ilgili sayfalarında gösterilmesi), bu fon hesabının ve varlıkların iki yıl geçmedikçe işletmeden çekilmemesi ve fon hesabının sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılmaması,
2) Gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmayanlar tarafından banka veya aracı kurumlardaki hesaplara yatırıldığını (taşınmazlar hariç) gösterir belgelerle tevsik edilmesi,
3) Bu kapsamda beyan edilen varlıklara ilişkin tarh edilen verginin süresinde ödenmesi,
gerekmektedir.
Bildirilen veya beyan edilen varlıklar dışındaki diğer nedenlerle başlayan vergi incelemeleri veya takdire sevk işlemleri dolayısıyla, Varlık Barışı kapsamında bildirimde veya beyanda bulunan mükellefler hakkında matrah farkı bulunması durumunda;
a) Bulunan matrah farkının bildirime veya beyana konu edilen varlıklar nedeniyle ortaya çıktığının tespiti ve bildirilen veya beyan edilen varlık tutarının, bulunan matrah farkına eşit ya da fazla olması durumunda gelir veya kurumlar vergisi ile katma değer vergisi yönünden tarhiyat yapılmayacaktır.
b) Bulunan matrah farkının bildirime veya beyana konu edilen varlıklar nedeniyle ortaya çıktığının tespiti halinde, bu farkın bildirilen veya beyan edilen varlık tutarından fazla olması durumunda, yalnızca aradaki fark tutar üzerinden gelir veya kurumlar vergisi ile katma değer vergisi yönünden vergi tarhiyatı yapılacaktır.
Vergi incelemesine başlanılan veya takdir komisyonuna sevk edilen tarihten sonra Varlık Barışı kapsamında bildirimde veya beyanda bulunulması durumunda ise vergi incelemesi ve takdir komisyonu kararına istinaden bulunan matrah farkları üzerinden vergi tarhiyatı yapılmasına engel teşkil etmeyecek ve bildirime veya beyana konu edilen tutarlar mahsuba konu edilemeyecektir.
14.Düzeltme yapılamaması
Bildirim ve beyan süresi sona erdikten sonra bildirim veya beyanlara ilişkin düzeltme yapılamayacaktır. Bu çerçevede, 31/3/2023 tarihine kadar yapılan bildirimlerin bu tarihten sonra düzeltilmesi mümkün olmayacaktır.
Uzlaşma Yönetmeliğinde Yapılan Değişiklikler
4 Ağustos 2022 tarih ve 31913 sayılı RG’de yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile VUK’unda yer alan tarhiyat sonrası uzlaşmaya ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla düzenlenen Uzlaşma Yönetmeliğinde değişiklikler yapılmıştır.
– Yönetmeliğin kapsamına; ikmalen, re’sen veya idarece salınan ve Bakanlık Vergi Dairelerinin tarha yetkili olduğu bütün vergi, resim ve harçlar ile bunlara ilişkin olarak kesilecek vergi ziyaı cezaları ile 5.000 Türk Lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları girmektedir. (Kanunun 359. maddesinde yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilen vergi ve kesilen ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilen ceza ve Kanunun 370. maddesinin (b) fıkrası kapsamında kendilerine ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilen mükelleflere mezkûr maddeye göre kesilen ceza hariç)
– Uzlaşma kapsamına alınan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının tutarı, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle belirlenecek olup belirlenen tutarlar Hazine ve Maliye Bakanlığınca Resmî Gazetede ilan edilecektir.
– VUK 359. maddesinde yazılı vergi kaçakçılığı suçu fiilleri ile vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilen vergi ve kesilen ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilen ceza ve Kanunun 370.i maddesinin (b) fıkrası kapsamında kendilerine ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilen mükelleflere mezkûr maddeye göre kesilen cezalar yönetmelik kapsamı dışındadır.
– Uzlaşma komisyonlarının uzlaşabilecekleri en çok vergi, resim, harç, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının miktarları genel tebliğler ile belirlenir.
– Uzlaşma talep dilekçesinin taahhütlü posta veya interaktif vergi dairesi üzerinden gönderilmesi de mümkündür.
– Uzlaşma vaki olmadığı takdirde, Uzlaşma konusu yapılan vergi ve cezalar; Kanunun 112. ve 368. maddesi ile İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesinin dördüncü fıkrası hükmü çerçevesinde, ödenmelidir.
– Kanuni süresinden sonra verilen beyannameler ile Kanunun 371’inci maddesine göre pişmanlık talepli olarak kabul edilen ancak şartların ihlali nedeniyle kanuni süresinden sonra verilen beyanname olarak işleme tabi tutulan beyannameler üzerinden tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin kesilen vergi ziyaı cezaları uzlaşma konusu yapılabilir. Ayrıca 5.000 TL aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları da uzlaşma konusu yapılabilir
A) Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Yönetmeliğinde Yapılan Değişiklikler
20.08.2022 tarih ve 31929 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile 31.10.2011 tarih ve 28101 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Yönetmeliğinde bazı değişiklikler yapılmıştır.
– Uzlaşma kapsamına vergi ziyaı cezaları ile 5.000 Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları (Kanunun 359. maddesinde yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilecek vergi ve kesilecek ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilecek ceza hariç) girmektedir.
– Uzlaşma kapsamına alınan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının tutarı, her yıl yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle belirlenecektir.
– Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde kesilen vergi ziyaı cezası ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları Yönetmelik kapsamında değildir.
– Uzlaşma başvurunun Bakanlık bilgi işlem sistemleri üzerinden elektronik ortamda yapılması da mümkün hale getirilmiştir.
B) Uzlaşma Komisyonlarının Yetki Sınırlarına İlişkin Tebliğ Yayımlandı
23/7/2022 tarihli ve 31901 sayılı RG’de uzlaşma komisyonlarının uzlaşma konusu yapabilecekleri vergilerle bunlara ilişkin ceza miktarlarının belirlenmesine hakkında 539 No.lu VUK GT yayımlanmıştır.
Bilindiği üzere VUK’nun Ek 1-12’nci maddelerinde düzenlenen uzlaşma müessesinde son olarak 26.10.2021 tarihli R.G’de yayımlanan 7338 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerle,
- 5.000 TL (1/1/2022’den itibaren 6.800 TL) aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları uzlaşma ve tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamına alınmış ayrıca
- VUK’nun 376’nci maddesinde de değişiklik yapılarak, üzerinde uzlaşılan bu cezaların da Kanunun ilgili maddesinde düzenlenen sürede ödenmesi durumunda üzerinde uzlaşılan cezanın %25’inin indirilmesi sağlanmıştı. Diğer taraftan 5.000 Türk lirasını (1/1/2022’den itibaren 6.800 TL) aşmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için ise Kanunun 376’nci maddesindeki indirim oranının %50 artırımlı olarak uygulanabilmesi temin edilmişti.
- Uzlaşma komisyonlarının tarh edilen vergi ve kesilen vergi ziyaı cezalarına ilişkin yetkisi ve yetkili uzlaşma komisyonlarının tespiti
Uzlaşma komisyonlarının uzlaşma konusu yapabilecekleri vergi miktarına ilişkin yetki sınırı bu Tebliğ ekinde yer alan listede (Ek-1) aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
Uzlaşma görüşmesinin yapılacağı yetkili komisyon, vergi/ceza ihbarnamesindeki tarh edilen vergi miktarına göre belirlenecektir. Aynı yıl veya muhtelif yıllar için birden fazla tarhiyatın yapıldığı durumlarda yetkili komisyon en yüksek vergi miktarını içeren vergi/ceza ihbarnamesine göre belirlenecektir. Uzlaşmada birliğin sağlanması bakımından diğer ihbarnamelerin de en yüksek vergi miktarını içeren ihbarname için belirlenen yetkili uzlaşma komisyonunda incelenmesi gerekmektedir.
Kanuni süresinden sonra verilen beyannameler ile VUK’un 371 ihlali nedeniyle kanuni süresinden sonra verilen beyanname olarak işleme tabi tutulan beyannameler üzerinden tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin kesilen vergi ziyaı cezaları için uzlaşma başvurusunda bulunulan hallerde ise cezanın hesaplanmasına esas teşkil eden vergi miktarı dikkate alınarak yetkili uzlaşma komisyonu belirlenecektir. Vergi miktarı hangi uzlaşma komisyonunun yetkisi içerisinde kalıyor ise vergi ziyaı cezası için yapılan uzlaşma talepleri de bu komisyonda görüşülecektir.
Kesilen vergi ziyaı cezalarının birden fazla olması halinde ise yetki, cezanın hesaplanmasına esas teşkil eden en yüksek vergi miktarını içeren vergi/ceza ihbarnamesine göre belirlenerek uzlaşmada birliğin sağlanması bakımından diğer ihbarnamelerle birlikte yetkili uzlaşma komisyonunda görüşülecektir.
2) Uzlaşma komisyonlarının usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin yetkisi ve yetkili uzlaşma komisyonlarının tespiti
Uzlaşma komisyonlarının uzlaşma konusu yapabilecekleri usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin yetki sınırı bu Tebliğ ekinde yer alan listede (Ek 2) aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezasının uzlaşma kapsamına girip girmediğinin tespitinde vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinde geçerli olan VUK’un Ek 1 inci maddesindeki 5.000 Türk liralık (1/1/2022’den itibaren 6.800 Türk lirası) tutarın, yeniden değerleme oranında artırılmış bulunduğu tutarı dikkate alınacaktır.
Aynı yıl veya muhtelif yıllar için hem vergi tarhiyatının yapıldığı hem usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezalarının kesildiği durumlarda uzlaşma görüşmesinin yapılacağı komisyon tarh edilen vergi miktarına göre belirlenecektir. Uzlaşmada birliğin sağlanması bakımından diğer vergi/ceza ihbarnamelerinin de en yüksek vergi miktarını (tarhiyatı) içeren vergi/ceza ihbarnamesi için belirlenen yetkili uzlaşma komisyonunda incelenmesi gerekmektedir.
Vergi tarh edilmeksizin aynı yıl veya muhtelif yıllar için birden fazla usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezalarının kesilmesi durumunda, yetkili komisyon en yüksek ceza miktarını içeren vergi/ceza ihbarnamesine göre belirlenecektir. Uzlaşmada birliğin sağlanması bakımından diğer ihbarnamelerin de en yüksek ceza miktarını içeren ihbarname için belirlenen yetkili uzlaşma komisyonunda incelenmesi gerekmektedir.
Aynı yıl veya muhtelif yıllar için usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezalarıyla birlikte, kanuni süresinden sonra verilen beyannameler üzerinden tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin kesilen vergi ziyaı cezaları için uzlaşma başvurusunda bulunulan hallerde ise yetkili uzlaşma komisyonunun tespiti için cezanın hesaplanmasına esas teşkil eden vergi miktarı dikkate alınacak ve vergi miktarı hangi uzlaşma komisyonunun yetkisinde kalıyor ise kesilen ceza/cezalar için yapılan talepler de uzlaşmada birliğin sağlanması bakımından aynı komisyonda görüşülecektir.
3) Tebliğin yayımı tarihinden önce uzlaşma komisyonlarına intikal etmiş uzlaşma taleplerinin durumu
23/7/2022 tarihine kadar uzlaşma günü tayin edilmemiş uzlaşma talepleri hakkında da bu Tebliğ hükümleri uygulanacaktır. Ancak uzlaşma günü tayin edilmiş olup çeşitli nedenlerle uzlaşma günü ertelenmiş olan mükelleflerin uzlaşma talepleri ise uzlaşmayı erteleyen komisyon tarafından sonuçlandırılacaktır.
EK-1. VERGİ MİKTARINA İLİŞKİN LİSTE
a. Mal Müdürlükleri Bünyesinde Kurulan Uzlaşma Komisyonlarında Yetki Sınırı
b.Vergi Dairesi Müdürlüğü Bünyesinde Kurulan Uzlaşma Komisyonlarına İlişkin Yetki Sınırı
c.Vergi Dairesi Başkanlıkları ve Defterdarlıklar Bünyesinde Kurulan Uzlaşma Komisyonlarına İlişkin Yetki Sınırı
d.Vergi Daireleri Koordinasyon Uzlaşma Komisyonu ile Merkezi Uzlaşma Komisyonunun Yetkisi
EK-2. USULSÜZLÜK VE ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARINDA YETKİ SINIRI
a.Mal Müdürlükleri Bünyesinde Kurulan Uzlaşma Komisyonlarına İlişkin Yetki Sınırı
b.Vergi Dairesi Müdürlüğü Bünyesinde Kurulan Uzlaşma Komisyonlarına İlişkin Yetki Sının
c.Vergi Dairesi Başkanlıkları ve Defterdarlıklar Bünyesinde Kurulan Uzlaşma Komisyonlarına İlişkin Yetki Sınırı
d.Vergi Daireleri Koordinasyon Uzlaşma Komisyonu ile Merkezi Uzlaşma Komisyonunun Yetkisi
Yabancılar ve Türkiye Mukimi Olmayan Gerçek Kişilerle Yapılacak İşlemlere İlişkin Tahsilat ve Ödemeler Tevsik Zorunluluğu Kapsamı Dışına Çıkartılmıştır
23/7/2022 tarihli ve 31901 sayılı Resmi Gazete’de “Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 459)’nde Değişiklik
Bilindiği üzere 24.12.2015 tarihli R.G’de yayımlanan 459 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayı, belli kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit etmek ve böylece kayıt dışılığı önlemek amacı doğrultusunda tahsilat ve ödemelerde tevsik zorunluluğu getirilmişti.
Bu kapsamda tevsik zorunluluğu kapsamında olanların (Vergi Usul Kanununun 232. maddesinin birinci fıkrası kapsamında fatura almak zorunda olan birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, serbest meslek erbabı, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlar, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler, vergiden muaf esnaf), kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7 bin lirayı aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerini aracı finansal kurumlar kanalıyla yapmaları ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmeleri zorunlu bulunuyor.
Dolayısıyla tevsik zorunluluğu kapsamında olanların, kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7.000 TL’yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerini aracı finansal kurumlar kanalıyla yapmaları ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmeleri zorunludur.
Tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlar ise mezkûr Tebliğin “4.2. Kapsamda Olmayan Tahsilat ve Ödemeler” başlıklı bölümünde yer almaktadır.
Bu Tebliğ ile söz konusu bölüme aşağıdaki bent eklenmiştir:
“h) Tevsik zorunluluğu kapsamında olanların tevsik zorunluluğu kapsamında olmayan yabancılar ve/veya Türkiye mukimi olmayan gerçek kişilerle yapacakları işlemlere ilişkin tahsilat ve ödemelerin (şu kadar ki, düzenlenecek faturalara söz konusu kişilerin pasaport numarasının yazılması ve bu bent kapsamında nakit tahsil edilen tutarların, tevsik zorunluluğu kapsamında olanlar tarafından tahsilatı takip eden ilk iş günü sonuna kadar aracı finansal kurumlarca düzenlenen belgelerle tevsikinin sağlanması zorunludur.),”
Buna göre, aşağıdaki koşulların sağlanması kaydıyla, tevsik zorunluluğu kapsamında olanların tevsik zorunluluğu kapsamında olmayan yabancılar ve/veya Türkiye mukimi olmayan gerçek kişilerle yapacakları işlemlere ilişkin tahsilat ve ödemelerinde tevsik zorunluluğu kaldırılmıştır.
- Düzenlenecek faturalara söz konusu kişilerin pasaport numarasının yazılması,
- Bu kapsamda nakit tahsil edilen tutarların, tevsik zorunluluğu kapsamında olanlar tarafından tahsilatı takip eden ilk iş günü sonuna kadar aracı finansal kurumlarca düzenlenen belgelerle tevsikinin sağlanması.
Teknoloji Gel. Böl. ve Ar-Ge/Tasarım Merkezlerinde Uzaktan Çalışma Oranı %75'e Çıkarıldı
21 Temmuz 2022 tarihli ve 31899 sayılı RG’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5806 sayılı CK ile, Ar-Ge/Tasarım Merkezleri ve Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde faaliyet gösteren Şirketler için Uzaktan Çalışma Oranı %75’e çıkarılmıştır.
Bilindiği üzere, 7346 sayılı Kanunun 28 inci maddesi ile 5746 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında bazı ibare değişiklikleri yapılmış ve aynı fıkranın altıncı ve yedinci cümleleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Buna ilave olarak gelir vergisi stopajı teşviki kapsamında Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde çalışan personelin toplam sayısının veya teşvike konu edilen toplam çalışma sürelerinin yüzde yirmisini aşmamak kaydıyla bu fıkrada belirtilen durumlar haricinde bu merkezler dışında geçirilen süreler de gelir vergisi stopajı teşviki kapsamında değerlendirilir. Cumhurbaşkanı, yüzde yirmi olarak belirlenen bu oranı belirleyeceği bölgesel ve/veya sektörel alanlarda yüzde yetmiş beşe kadar artırmaya veya tekrar kanuni oranına kadar indirmeye yetkilidir.”
7346 sayılı Kanunun 20 nci maddesi ile 4691 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında bazı ibare değişiklikleri yapılmış ve aynı fıkranın dokuzuncu ve onuncu cümleleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Yukarıdaki Kanun değişikliği akabinde, 17/10/2021 tarihli ve 31631 sayılı RG’de yayımlanan 16/10/2021 tarihli ve 4625 sayılı CK ile Ar-Ge veya tasarım merkezleri ile teknoloji geliştirme bölgelerinde çalışan personelin, 4691 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası ile 5746 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ve gelir vergisi stopajı teşvikine konu edilen toplam çalışma sürelerine uygulanmak üzere söz konusu bölge ve merkezler dışında geçirdikleri süreler bakımından yüzde yirmi olarak belirlenen oranın, 31/12/2022 tarihine kadar yüzde elli olarak uygulanmasına karar verilmişti.
27/05/2022 tarihinde yayınlanan RG ile uygulamaya yönelik örneklerin de yer aldığı 5746 Sayılı Ar-Ge ve Tasarım Faal. Destek. Hakkında Kanun GT (Seri No:9) yayınlanmış ve Ar-Ge merkezleri, tasarım merkezleri ve teknoloji geliştirme bölgelerinde göre alan personelin ücretleri üzerinden hesaplanacak olan gelir vergisi stopajı teşvikine konu edilecek uzaktan çalışma sürelerinin belirlenmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
21/07/2022 yayınlanan 31899 sayılı RG’de yayınlanan 5806 sayılı CK ile Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde çalışan personelin toplam sayısına veya teşvike konu edilen toplam çalışma sürelerine uygulanmak üzere söz konusu bölge ve merkezler dışında geçirilen süreler bakımından belirlenmiş olan oranın, 31/12/2023 tarihine kadar yüzde yetmiş beş olarak uygulanmasına ve 16/10/2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Şirketlerin 31/12/2021 ile 30/06/2022 Tarihleri Arasında Sahip Oldukları Döviz Mevduatları da KKM Kapsamına Alınabilecek
“Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ (Sayı: 2021/14)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sayı: 2022/22)” 6/7/2022 tarihli RG’de yayımlanmıştır.
Söz konusu Tebliğ ile yurt içi yerleşik tüzel kişilerin 31/12/2021 ile 30/06/2022 tarihleri arasındaki herhangi bir tarihte bankalarda mevcut olan USD, Euro ve İngiliz sterlini cinsinden döviz tevdiat hesabı ve döviz cinsinden katılım fonu hesabı bakiyeleri, hesap sahibinin talep etmesi halinde kur korumalı mevduat (KKM) kapsamına alabilmelerine imkan tanınmıştır.
7407 sayılı Kanun ile Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen Geçici Madde ile;
“Kurumların 31/3/2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 2022 yılı sonuna kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda söz konusu hesapların dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır. Cumhurbaşkanı istisnayı 30/6/2022 ve/veya 30/9/2022 tarihli bilançolarda yer alan yabancı paralar itibarıyla da uygulatmaya yetkilidir.”
Düzenleme uyarınca, Cumhurbaşkanı verilen yetkiyi kullanırsa, 30/06/2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 2022 yılı sonuna kadar en az üç ay vadeli KKM hesaplarına dönüştüren kurumlar, dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilecek faiz ve kâr payları ile diğer kazançları (destek ödemeleri dahil) kurumlar vergisinden istisna olacaktır. Ancak KVK’nin geçici 14 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası kapsamında uygulanan istisna kur farklarını kapsamamaktadır.
2022/48 7417 Sayılı Torba Kanun Resmi Gazete’de Yayımlanarak Yürürlüğe Girmiştir.
7417 Sayılı “Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 05/07/2022 tarihli ve 31887 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
7417 Sayılı Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte aşağıdaki düzenlemeler 5/7/2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir:
- Varlık Barışı düzenlemesi,
- Nakit sermaye artışı indiriminin 5 yılla sınırlandırılması,
- Asgari ücret desteği uygulaması,
- Elektrik motorlu araçlara ÖTV düzenlemesi,
- 7394 sayılı Kanunla yapılan bazı düzenlemelerin yürürlüğünün netleştirilmesi,
- Kefalet senetlerinin teminat olarak kabul edilebilmesi,
- Gerçek faydalanıcı bilgisinin temin edilmesine yönelik yetki düzenlemesi,
- Defter ve belgelerin zayii olması durumunda dava açabilme süresinin uzatılması
Özel usulsüzlük cezalarının artırılmasına ilişkin 27 nci ve 28 inci maddeleri ise 1/8/2022 tarihinde yürürlüğe girecektir.
1.Nakit sermaye artışı indiriminin 5 yılla sınırlandırılması
Hatırlanacağı üzere, 7.4.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6637 Sayılı Kanun’un 8 inci maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına (ı) bendi eklenerek, sermaye şirketlerinin nakit sermaye artırımlarına teşvik getirilmişti. Belirtilen düzenlemenin en önemli avantajlarından biri ise şirketler indirim hakkını sadece nakdi sermaye artışının yapıldığı yıl için değil her yıl için kullanabilecek olmaları ve matrahın yetersiz olması nedeniyle indirilemeyen tutarların sonraki dönemlere devredilebilmesiydi.
Bu Kanunun 49 uncu maddesi ile söz konusu 10/(ı) bendinin üçüncü paragrafında yapılan değişiklikle, indirim düzenlemesindeki süresiz yararlanma hakkı, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap dönemi ile bu dönemi izleyen dört hesap dönemi dikkate alınarak sınırlandırılmaktadır. Diğer taraftan, bu süre zarfında, kazanılan indirim tutarlarından, kazancın yetersizliği nedeniyle ilgili dönemlerde indirim konusu yapılamayan tutarlar, beş yıllık süre dolduktan sonra da indirime konu edilebilecek olup bu kapsamda bir sınırlamaya gidilmemektedir.
Ayrıca yine Kanunun 50 inci maddesi ile yapılan bu değişiklik hükmünün, değişiklik öncesinde yapılan nakit sermaye artışları için de 5 hesap dönemi için uygulanacağı düzenlenmektedir. Buna göre, önceki dönemlerde artırım yapmış ve indirimden faydalanmış olan mükellefler, geçmiş dönemlerde indirimden faydalandıkları dönem sayısına bakılmaksızın 2022 dönemi dahil 5 hesap dönemi daha indirimden faydalanabileceklerdir. (Yürürlük tarihi: 05/07/2022)
2.Varlık Barışı Uygulaması
Yukarıda uygulamaya ilişkin çıkarılan “1 Seri No.lu Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğ” kapsamında detaylı izahat yapıldığı için ayrıca açıklama konusu yapılmamıştır.
3. Motorlu Araçlara ÖTV Düzenlemesi
Bu Kanunun 44 üncü maddesi ile sadece elektrik motorlu olan binek otomobiller için özel tüketim vergisi oranlarına ilişkin matrahlar belirlenmiş ve ÖTV oranlarında değişiklik yapılmıştır.
Buna göre, ÖTV Kanununa ekli (II) sayılı listenin 87.03 G.T.İ.P. numarasında yer alan “- Diğerleri; — Sadece elektrik motorlu olanlar” satırı altındaki mallar ve özel tüketim vergisi oranları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. ( Yürürlük tarihi: 05/07/2022)
4. 7394 Sayılı Kanun’la Yapılan Bazı Düzenlemelerin Yürürlüğünün Netleştirilmes
Hatırlanacağı üzere, 15 Nisan 2022 tarihli R.G’de yayımlanan 7394 Sayılı Kanun’un;
– 25 inci maddesi ile 5520 sayılı Kanunun “Kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı” başlıklı 32 nci maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle; bankalar, finansal kiralama, faktoring, finansman ve tasarruf finansman şirketleri, elektronik ödeme ve para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketlerinin kurum kazançları üzerinden kurumlar vergisi oranının %25 olarak uygulanması hükme bağlanmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 26 ncı maddesi söz konusu %25’lik oranın 1/7/2022 tarihinden itibaren verilmesi gereken beyannamelerden başlamak ve 1/1/2022 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemine ait kurum kazançları için geçerli olmak üzere 2022 takvim yılında da uygulanabilmesi düzenlenmiş,
– 22 nci maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (4) numaralı alt bendinde yapılan değişiklikle, münhasıran altyapı yatırım ve hizmetlerinden oluşan portföyü işletecek gayrimenkul yatırım ortaklıkları gibi esas faaliyet konusu gayrimenkullerle ilgili portföy işletmeciliği olmayan gayrimenkul yatırım ortaklıklarının istisna kapsamında olmadığı hususuna açıklık getirilmiş,
– 39 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde ise yukarıda yer verilen düzenlemelerin 2023 yılı vergilendirme dönemi kurum kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğine hükmedilmişti.
Bu Kanunun 57 nci maddesi ile 7394 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan “2023 yılı vergilendirme dönemi kurum kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde,” ibaresi “2023 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerine ait kurum kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde,” şeklinde değiştirilmektedir. Yapılan düzenlemeyle, yukarıda yer verilen düzenlemelerin 2023 yılıyla sınırlı olmadığı hususu netleştirilmektedir. (Yürürlük tarihi: 05/07/2022)
5.Kefalet Senetlerinin Teminat Olarak Kabul Edilebilmesi
Bu Kanunun 24 üncü maddesi ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “Teminat ve değerlenmesi” başlıklı 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yapılan değişiklikle, sigorta şirketleri tarafından kefalet sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerinin 6183 sayılı Kanun uygulamalarında teminat olarak kabul edilebilmesi düzenlenmektedir.
Ayrıca Kanunun 25 inci maddesi ile 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde yapılan değişikliğe uygun olarak menkul mal satışlarına iştirak edeceklerin vermeleri gereken teminatın türüne yönelik hükümlerin düzenlendiği “Satış şekli, artırma ve ilan” başlıklı 85 inci maddede de değişiklik yapılmakta ve para yerine teminat mektubu alınabilmesi hükmü revize edilerek Türkiye’de yerleşik sigorta şirketleri tarafından kefalet sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerinin de teminat olarak alınabilmesine imkân sağlanmaktadır. (Yürürlük tarihi: 05/07/2022)
6.Gerçek Faydalanıcı Bilgisinin Temin Edilmesine Yönelik Yetki Düzenlemesi
Hatırlanacağı üzere, 13/7/2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 529 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kurumlar vergisi mükellefleri ile diğer bazı kişilere gerçek faydalanıcı bilgisi bildirimini verme zorunluluğu getirilmişti.
Bu Kanunun 26 ncı maddesi ile Vergi Usul Kanununun “Yetki” başlıklı mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasına eklenen 9 uncu bent ile Hazine ve Maliye Bakanlığına, tüzel kişiler ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin gerçek faydalanıcı bilgisinin güncel, tam ve doğru bir şekilde tespit edilebilmesi için gerçek faydalanıcının kapsamını belirlemeye, bu kapsama girenlerin bildirilmesi zorunluluğunu getirmeye, bildirimin içerik, format, standart, verilme süresi ve yöntemini belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya, bildirim verme yükümlülüğünü sektör, mükellef grupları ve mükellefiyet durumları itibarıyla belirlemeye, bu bent kapsamındaki bilgi ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğü getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yönelik yetki verilmektir. (Yürürlük tarihi: 05/07/2022)
7.Özel Usulsüzlük Cezalarının Artırılması
Bu Kanunun 27 inci maddesi ile “Özel Usulsüzlükler ve Cezaları a) Fatura ve benzeri evrak verilmemesi ve alınmaması ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması” başlıklı 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının; (1) ve (2) numaralı bentlerinde yer alan “240” ibareleri “1.000” şeklinde, “120.000” ibareleri “500.000” şeklinde, “12.000” ibaresi “50.000” şeklinde değiştirilmektedir.
Buna göre, söz konusu özel usulsüzlük cezaları aşağıdaki gibi olmaktadır:
1. Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması, düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi, bu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlenmesi ya da bu Kanunun 227, 231 ve 234 üncü maddelerine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için 240 1.000 (534 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2022’dan itibaren 500 TL) Türk lirasından aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilmektedir.
Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak tespit olunan yukarıda yazılı özel usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamı 120.000 500.000 (534 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2022’dan itibaren 250.000 TL) Türk lirasını geçemez.
2. Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye Bakanlığınca düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerin; düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının, düzenlenen belgelerin aslı ile örneğinde farklı meblağlara yer verildiğinin, gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin veya elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlendiğinin tespiti ya da bu belgelerin bu Kanunun 227 nci maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde, her bir belge için 240 1.000 (534 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2022’dan itibaren 500 TL) Türk lirası özel usulsüzlük cezası kesilir.
Ancak, her bir belge nevine ilişkin olarak kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı her bir tespit için 12.000 50.000 (534 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2022’dan itibaren 25.000 TL) Türk lirasını, bir takvim yılı içinde ise 120.000 500.000 (534 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2022’dan itibaren 250.000 TL) Türk lirasını geçemez.
Ayrıca, yine bu Kanunun 28 inci maddesi ile elektronik ticarette vergi güvenliğini sağlamak amacıyla, bilgi ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğünü yerine getirmeyen/uygulamayan mükelleflere uygulanacak özel usulsüzlük cezaları artırılmıştır.
Buna göre, Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (7) ve (9) numaralı (bu bent 7417 Sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile eklenmektedir) bentlerinde yer alan;
7. Elektronik ticarette vergi güvenliğini sağlamak amacıyla elektronik ortamda ticari faaliyette bulunan gerçek ya da tüzel kişi hizmet sağlayıcılara ve/veya başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ve tüzel kişi aracı hizmet sağlayıcılara ticari faaliyetlerine ilişkin bildirim verme yükümlülüğü getirmeye, bildirimin içerik, format, standart, verilme süresi ve yöntemini belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya, bildirim verme yükümlülüğünü iş hacmi, sektör, mükellef grupları, alış-satış tutarı, alım satıma konu mal ve hizmet türleri itibarıyla belirlemeye, başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına ilişkin bildirime konu bilgilerin aracı hizmet sağlayıcıları tarafından alınması zorunluluğunu getirmeye, bu bent kapsamındaki bilgi ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğü getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye,
9. Tüzel kişiler ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin gerçek faydalanıcı bilgisinin güncel, tam ve doğru bir şekilde tespit edilebilmesi için gerçek faydalanıcının kapsamını belirlemeye, bu kapsama girenlerin bildirilmesi zorunluluğunu getirmeye, bildirimin içerik, format, standart, verilme süresi ve yöntemini belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya, bildirim verme yükümlülüğünü sektör, mükellef grupları ve mükellefiyet durumları itibarıyla belirlemeye, bu bent kapsamındaki bilgi ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğü getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye,”
zorunluluklara uymayanlar hakkında söz konusu Kanunun mükerrer 355 inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alanlara (1) numaralı bentte yer alan tutarın 5 katı, (2) numaralı bendinde yer alanlara (2) numaralı bentte yer alan tutarın 5 katı, (3) numaralı bendinde yer alanlara (3) numaralı bentte yer alan tutarın 2 katı özel usulsüzlük cezası kesilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, bu Kanunla mükerrer 257 nci maddeye (9) numaralı bent olarak getirilen gerçek faydalanıcı bildirim ve muhafaza zorunluluğunu yerine getirmeyenlere, mükerrer 355 inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan cezanın 3 kat artırımlı uygulanması sağlanmaktadır. (Yürürlük tarihi: 01/08/2022)
8.Defter ve Belgelerin Zayii Olması Durumunda Dava Açabilme Süresinin Uzatılması
Bilindiği üzere, tacirler saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zayii olması durumunda zıyaı öğrenme anından itibaren 15 gün içinde dava açabilmektedirler.
Bu Kanunun 55 inci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 82 nci maddesinin yedinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “onbeş” ibaresinin “otuz” şeklinde değiştirilerek, tacirlere saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zayii olması durumunda zıyaı öğrenme anından itibaren 30 gün içinde dava açabilmelerine imkan tanınmaktadır. (Yürürlük tarihi: 05/07/2022)
SAYGILARIMLA
Yusuf ÖZER
YMM-Bağımsız Denetçi
Vergi Hukuku ve Uygulamaları Bilim Uzmanı