KDV Kanununun 30/b maddesi hükmüne göre, faaliyetleri kismen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanmasi veya çesitli sekillerde isletilmesi olanlarin bu amaçla kullandiklari binek otomobillerinin alis belgelerinde gösterilen KDV hariç olmak üzere, binek otomobili aliminda yüklendikleri KDV'nin indirimi mümkün bulunmamaktadir.
Bu çerçevede, gerçek usulde vergilendirilen taksi isletmecisi, sürücü kursu ve otomobil kiralama sirketi gibi isletmelerin faaliyetleri ile ilgili satin aldiklari binek otomobilleri nedeniyle ödenen KDV indirim konusu yapilabilecektir. Bu mükelleflerin binek otomobilinin alis belgesinde gösterilen KDV, ait oldugu takvim yili asilmamak kaydiyla, ilgili belgelerin kanuni defterlere kaydedildigi vergilendirme döneminde, bu araçlarin fiilen faaliyette kullanilmaya baslanilip baslanilmadigina bakilmaksizin indirilebilecektir.
Örnegin; mükellef tarafindan araç kiralama faaliyetinde kullanilmak satin alinan araç nedeniyle ödenen KDV, bu dönemde aracin kiralanip kiralanmadigina bakilmaksizin indirilebilecektir.
Binek otomobili isletmeciligi ile ugrasan mükelleflerin isletme amaci disinda satin aldiklari binek otomobillerinin alis belgelerinde gösterilen KDV'nin indirim konusu yapilmasi mümkün bulunmamaktadir.
KDV mükellefleri tarafindan geçmis vergilendirme dönemlerine iliskin olarak bir düzeltme beyannamesi verilmesi halinde, en son KDV beyannamesi de dâhil olmak üzere aradaki tüm KDV beyanlarinin buna göre düzeltilmesi gerekmektedir.
Ancak, düzeltme beyannamesinin verildigi dönemden en son vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesine kadar, bu düzeltme neticesinde aradaki vergilendirme dönemlerinde ödenecek bir vergi çikmamasi kaydiyla, her bir dönem için ayri ayri düzeltme beyannamesi verilmesine gerek bulunmamaktadir. Dolayisiyla bu tür durumlarda düzeltmenin yapildigi vergilendirme dönemi ile en son vergilendirme dönemine iliskin, düzeltme beyannamesi verilmesi yeterli olacaktir.
Ihraç kaydiyla teslim yapabilmek için imalatçi vasfina haiz olunmasi gerekir.
Imalatçinin;
- Sanayi siciline kayitli ve sanayi sicil belgesini haiz olmasi veya Gida Tarim ve Hayvancilik Bakanligindan alinmis çiftçi kayit belgesi, gida isletmesi kayit belgesi ve isletme onay belgelerinden (üretici belgesi) herhangi birine sahip olmasi, (Bu belgeler sonraki bölümlerde 'imalatçi belgesi' olarak anilacaktir.)
- Ilgili meslek odasina kayitli bulunmasi,
gerekmektedir.
Tecil-terkin uygulamasindan 'imalatçi' vasfini haiz saticilar yararlanabilir. Imalatçi kapsamina girmeyen mükellefler, tecil-terkin uygulamasindan yararlanamaz. Ancak, diger sartlari tasimakla beraber, sadece imalatçi belgesine sahip olmayan mükelleflerden, ilgili Kuruma basvuran ve bu Kurumdan söz konusu belgenin verilecegine iliskin olumlu görüs alanlar da bu belgelerin verilmesi beklenilmeden tecil-terkin uygulamasindan yararlanirlar.
Tüketiciler tarafindan mallarin iade edilip bedellerinin geri verilmesinin istendigi durumlarda, satici tarafindan ödenen bedellerin KDV dâhil tutarlari tüketiciye iade edilir. Saticilar islemlerinin düzeltilmesi için iade edilen mal nedeniyle gider makbuzu düzenler ve tüketiciden iade edilen mala ait fatura ve benzeri belgeyi bu makbuz ekinde geri alirlar. Gider makbuzunda iade edilen malin KDV’si satis bedelinden ayri gösterilir ve bu miktar indirim konusu yapilmak suretiyle islem düzeltilir.
Iade edilen mala ait fatura veya benzeri belgenin fiili imkânsizliklar nedeniyle ibraz edilemedigi durumlarda, ayni sekilde üzerine alis belgesinin ibraz edilemedigi açikça belirtilmek suretiyle gider makbuzu düzenlenmesi mümkündür. Iade edilen malin yerine ayni veya baska bir malin verildigi durumlarda ise, satici tarafindan yukarida sözü edilen islemlerin yani sira bu defa verilen yeni mal için fatura ve benzeri belge düzenlenecegi tabiidir.
Dolayisiyla iade edilen mallarin yerine verilen yeni mallarin degerleri dikkate alinarak belge düzenleneceginden, iade edilen mallar ile yeni verilen mallar arasinda deger farkinin olup olmamasi düzeltme islemini etkilemez.
87.02 pozisyonunda yer alan otobüs, midibüs ve minibüs gibi araçlarin teslimi %18 oraninda KDV'ye tabi tutulacaktir.
87.03 pozisyonundaki binek otomobilleri ve esas itibariyle insan tasimak üzere imal edilmis diger binek otomobillerinin aliminda yüklenilen katma deger vergisini indirim hakki bulunan mükelleflerin araçlari tesliminde %18 vergi uygulanir.
Bu araçlarin aliminda yüklendigi KDV'yi, KDV Kanunu'nun 30/b maddesine göre indirim konusu yapamayan mükelleflerin, söz konusu araçlari tesliminde %1 oraninda KDV hesaplanir.
Sirket ortaginin aracinin kiralanmasi durumunda (sirket ortaginin gerçek usulde KDV mükellefiyeti yoksa) sirketin, kira bedeli üzerinden % 18 olarak hesaplanacak KDV yi sorumlu sifatiyla beyan edip ödemesi ve %20 oraninda gelir vergisi tevkifati yapmasi zorunludur. Sirket ortaginin elde ettigi gelir GVK 103. Maddesinde belirtilen Gelir Vergisi tarifesinin 2. dilimini geçmesi durumunda Gelir Vergisi Beyannamesi ile beyan etmesi gerekmektedir.
3065 sayili Kanunun (17/4-r) maddesi uyarinca, kurumlarin aktifinde en az iki tam yil süreyle bulunan istirak hisseleri ile tasinmazlarin satisi suretiyle gerçeklesen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanlarin ve kefillerinin borçlarina karsilik tasinmaz ve istirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapilan satislar dâhil) bankalara devir ve teslimleri KDV'den müstesna olup, istisna kapsamindaki kiymetlerin ticaretini yapan kurumlarin, bu amaçla aktiflerinde bulundurduklari tasinmaz ve istirak hisselerinin teslimleri ise istisna kapsami disindadir.
Satisa konu edilecek tasinmazlar (arsa, arazi, bina) ile istirak hisselerinin satisinda istisna uygulanabilmesi için kurumlarin aktiflerinde asgari 2 tam yil (730 gün) kayitli bulunmus olmasi gerekmektedir.
Istisna kapsamindaki kiymetlerin ticaretini yapan (tasinmazlarin mutat olarak alim satiminin yapilmasi veya kiraya verilmesi) kurumlarin, bu amaçla aktiflerinde bulundurduklari tasinmazlarin tesliminde istisna hükmü uygulanmaz.
Belediyeler ve il özel idarelerinin bünyesinde bulunan iktisadi isletmelerin aktifinde en az iki tam yil süreyle bulunan ve bu iktisadi isletmeler tarafindan ticareti yapilmayan tasinmazlarin satisi, 3065 sayili Kanunun (17/4-r) maddesine göre KDV'den istisna olacaktir.
Kurumlar Vergisi Kanununun 6 nci maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazanci üzerinden hesaplanacagi ve safi kurum kazancinin tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkindaki hükümlerinin uygulanacagi belirtilmistir. Gelir Vergisi Kanununun 40 inci maddesinde, ticari kazancin elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapilan genel giderlerin safi kazancin tespitinde indirim konusu yapilacagi; ayni Kanunun 43 üncü maddesinde, hükümlerine yer verilmistir. Buna göre, Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsaminda yer alan yillara sâri insaat ve onarim islerinin yaninda diger faaliyetlerle de ugrasilmasi halinde, bunlarin hepsi için yapilacak ortak genel giderler, yillara sâri insaat ve onarim islerine iliskin harcamalar ile diger islere ait satis ve hasilat tutarlarinin birbirine olan orani dâhilinde; müstereken kullanilan tesisat, makina ve ulastirma vasitalarinin amortismanlari ise kullanildiklari gün sayisina göre dagitilacaktir.
Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesinde, birden fazla takvim yilina sirayet eden insaat ve onarma islerinde kar veya zararin isin bittigi yil kati olarak tespit edilecegi ve tamaminin o yilin geliri sayilarak, mezkûr yil beyannamesinde gösterilecegi hükme baglanmis olup 44 üncü maddesinde de, insaat ve onarma islerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapildigini gösteren tutanagin idarece onaylandigi tarih, diger hallerde isin fiilen tamamlandigi veya fiilen birakildigi tarihin bitim tarihi olarak kabul edilecegi belirtilmistir.
Insaat taahhüt islerinde isin yillara sari olup olmayacagi, ise baslama ve isin bitirilmesinin farkli takvim yillarinda vuku bulup bulmadiginin tespiti ile mümkün olabilmektedir. Taraflar, ise iliskin sözlesmede isin bir sonraki takvim yilinda bitirilmesini hüküm altina almis iseler, bu tarih dikkate alinarak hak edisler üzerinden vergilendirme yapilacaktir. Isin bitim tarihi, isin yillara sari bir is olup olmayacaginin tespiti açisindan çok önemli bir tarih olup; bu tarihin, isi üstlenen firma tarafindan isin süresinden önce bitirilecegi yönünde taahhüt verilerek öne çekilmis olmasi vergilendirme rejiminde degisiklik yapilmasini gerektirmeyeceginden, müteahhit firmalara bu isler nedeniyle yapilacak ödemeler üzerinden vergi tevkifati yapilmasi gerekmektedir.
Ödenen tazminatlarin gider olarak indirim konusu yapilabilmesi için; isle ilgili olmasi, sözlesmeye, ilama veya kanun emrine istinaden ödenmesi ve söz konusu zararin tesebbüs sahibi veya çalisanlarin kusurundan dogmamis olmasi gerekmektedir. Mukavelename, ilam veya kanun emri olmaksizin ödenen tazminatlarin gider yazilmasi mümkün degildir. Tesebbüs sahibi veya çalisanlarin kusurundan kaynaklanan tazminatlar ise mahkeme kararina istinaden ödense bile kanunen kabul edilmeyen gider olarak kabul edilecektir.
Ödenen tazminatlarin gider olarak indirim konusu yapilabilmesi için; isle ilgili olmasi, sözlesmeye, ilama veya kanun emrine istinaden ödenmesi ve söz konusu zararin tesebbüs sahibinin kusurundan dogmamis olmasi gerekmektedir. Mukavelename, ilam veya kanun emri olmaksizin ödenen tazminatlarin gider yazilmasi mümkün degildir. Bu yüzden rizaen yapilan protokole göre ödenen tazminat tutarinin indirim konusu yapilmasi mümkün degildir.
Ticari kazancin tespitinde tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri geçerli oldugundan alinan bedellerin intifa hakki ve anlasma süresi ile iliskilendirilmeksizin tahakkuk eden dönem kazancina dâhil edilir.
Ancak bunun intifa hakki tesisi ettirilmesi suretiyle kullandirilmasi durumunda kiralama olarak degerlendirilmesi ve tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri geregi ilgili yillarin kurum kazancina dâhil edilmesi gerekmektedir.
Sadece Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti taninan vakiflar ile kamu yararina çalisan derneklerce isletilen rehabilitasyon merkezlerinden elde edilen kazançlar faaliyete geçilen dönemden itibaren bes yil kurumlar vergisinden istisnadir. Sirketler tarafindan isletilen rehabilitasyon merkezleri için bu istisna öngörülmemistir.
Bu istisna, 5520 sayili Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e maddesinde hüküm altina alinmis; ayrica 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliginin "5.6.Tasinmazlar ve istirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklari satis kazanci istisnasi" baslikli bölümünde de ayrintili açiklamalara yer verilmistir.
Istisnadan faydalanmanin sartlari:
- Tasinmazlar ve istirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarinin en az iki tam yil süreyle aktifte bulundurulmasi,
- Satis kazancinin istisnadan yararlanan kisminin, satisin yapildigi yili izleyen besinci yilin sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabinda tutulmasi,
- Satis bedelinin, satisin yapildigi yili izleyen ikinci takvim yilinin sonuna kadar tahsil edilmesi,
- Fon hesabinda tutulan kazançlarin isletmeden çekilmemesi (Istisna uygulamasinda, satisin yapildigi yili izleyen besinci yilin sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabinda tutulmasi gereken kazançlarin, bes yil içinde fon hesabindan baska bir hesaba (sermayeye ilave hariç) nakledilmesi, isletmeden çekilmesi, dar mükellef kurumlar tarafindan yurt disina transfer edilmesi veya bu süre içinde isletmenin tasfiyeye girmesi halinde, bu islemlere tabi tutulan kazanç kismi için uygulanan istisna dolayisiyla zamaninda tahakkuk ettirilmeyen vergiler, Vergi Usul Kanunu uyarinca vergi ziyai cezasi ve gecikme faizi ile birlikte alinacaktir),
- Menkul kiymet veya tasinmaz ticareti ile ugrasilmamasi.
Sirkete ait tasinmazin kamulastirilmasi neticesinde elde edilecek kazancin %75'lik kisminin, 5520 sayili Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fikrasinin (e) bendinde belirtilen sartlarin saglanmasi kosuluyla kurumlar vergisi istisnasindan faydalanmasi mümkün bulunmaktadir.
- Tasinir veya tasinmazin kiralayanlara, geri kiralama amaciyla ve sözlesme sonunda geri alinmasi sartiyla satildigi hususunun sözlesmede yer almasi,
- Satistan elde edilecek istisna kazancin, kiraci tarafindan pasifte özel bir fon hesabinda tutulmasi,
- Fon hesabinda tutulan kazancin isletmeden çekilmemesi.
21/11/2012 tarihli ve 6361 sayili Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Sirketleri Kanunu kapsaminda geri kiralama amaciyla ve sözlesme sonunda geri alinmasi sartiyla, kurumlar tarafindan finansal kiralama sirketleri, katilim bankalari ile kalkinma ve yatirim bankalarina devredilen tasinmazlarin kiraci tarafindan üçüncü kisilere satisinda, aktifte bulundurma süresinin hesabinda, bu tasinmazlarin sat-kirala-geri al islemi dolayisiyla finansal kiralama sirketi, katilim bankalari, kalkinma ve yatirim bankalarinin aktifinde bulundugu süreler de dikkate alinir.
Ayni sekilde, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayili Sermaye Piyasasi Kanunu kapsaminda kira sertifikasi ihraci amaciyla varlik kiralama sirketlerine devredilen tasinmazlarin kaynak kurulus tarafindan üçüncü kisilere satisinda, aktifte bulundurma süresinin hesabinda, bu tasinmazlarin kira sertifikasi ihraci amaciyla varlik kiralama sirketinin aktifinde bulundugu süreler de dikkate alinir.
- Varlik veya hakkin varlik kiralama sirketine, kira sertifikasi ihraci amaciyla ve sözlesme sonunda geri alinmasi sartiyla satildigi hususunun sözlesmede yer almasi,
- Satis kazancinin özel fon hesabinda tutulmasi,
- Fon hesabinda tutulan kazancin isletmeden çekilmemesi.
Kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden faydalanabilmesi için aranan sartlar nelerdir?
Kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için ana sözlesmelerinde;
- Sermaye üzerinden kazanç dagitilmamasina,
- Yönetim kurulu baskan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesine,
- Yedek akçelerinin ortaklara dagitilmamasina,
- Sadece ortaklarla is görülmesine dair hükümlerin bulunmasi,
- Bu kayit ve sartlara da fiilen uyulmasi, gerekmektedir.
Bu sartlara ana sözlesmelerinde yer vermeyen ya da yer vermekle beraber bu sartlara fiiliyatta uymayan kooperatifler, muafiyet hükümlerinden yararlanamayacaktir.
Yapi kooperatiflerinde muafiyetten yararlanabilmek için yukarida belirtilen sartlara ilaveten;
- Kuruluslarindan, yapi insaatlarinin sona erdigi tarihe kadar yönetim ve denetim kurullarinda, söz konusu insaat isini kismen veya tamamen üstlenen gerçek kisilerle tüzel kisi temsilcilerine ve Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesine göre bunlarla iliskili kisilere veya isçi isveren iliskisi bulunan kisilere yer verilmemesi,
-Yapi ruhsati ile arsa tapusunun kooperatif tüzel kisiligi adina olmasi,
gerekmektedir.
Transfer fiyatlandirmasi, iliskili kisiler arasinda yapilan mal veya hizmet alim ya da satiminda uygulanan fiyat veya bedeli ifade eder.
Iliskili kisiler arasinda yapilan mal veya hizmet alim ya da satiminda uygulanan fiyat veya bedeli ifade eden transfer fiyatlandirmasi, iliskili kisiler arasindaki mal ve hizmet alim satimlarinin, iktisadi ve ticari kosullar dikkate alinarak nasil belirlenmesi gerektigi yönünde temel prensipleri ortaya koyan bir kavramdir. Örtülü kazanç dagitimi ise kurum kazancinin vergilendirilmeden kurum disina aktarilmasini ifade etmektedir. Dolayisiyla, transfer fiyatlandirmasi ve örtülü kazanç dagitimi kavramlari bir arada degerlendirildiginde, "transfer fiyatlandirmasi yoluyla örtülü kazanç dagitimi", iliskili kisilerin aralarinda yaptiklari mal veya hizmet alim ya da satim islemlerindeki fiyat veya bedeli, emsallerinden farkli tespit etmek suretiyle vergi matrahini asindirmalari ve kurum kazancinin vergilendirilmeden iliskili kisilere aktarilmasi sonucunu dogurmaktadir.
Transfer fiyatlandirmasi yoluyla örtülü kazanç dagitimi hükümleri çerçevesinde iliskili kisi sayilanlar asagida tanimlanmistir.
Kurumlarin kendi ortaklari, kurumlarin veya ortaklarinin ilgili bulundugu gerçek kisi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakimindan dogrudan veya dolayli olarak bagli bulundugu ya da nüfuzu altinda bulundurdugu gerçek kisi veya kurumlari ifade eder. Ortaklarin esleri, ortaklarin veya eslerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hisimlari ve kayin hisimlari da iliskili kisi sayilir. Kazancin elde edildigi ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattigi vergilendirme kapasitesi ile ayni düzeyde bir vergilendirme imkâni saglayip saglamadigi ve bilgi degisimi hususunun göz önünde bulundurulmasi suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kisilerle yapilmis tüm islemler, iliskili kisilerle yapilmis sayilir. Iliskinin dogrudan veya dolayli olarak ortaklik kanaliyla olustugu durumlarin örtülü kazanç dagitimi kapsaminda sayilmasi için en az %10 oraninda ortaklik, oy veya kâr payi hakkinin olmasi sarti aranir. Ortaklik iliskisi olmadan dogrudan veya dolayli olarak en az %10 oraninda oy veya kâr payi hakkinin oldugu durumlarda da taraflar iliskili kisi sayilir. Iliskili kisiler açisindan bu oranlar topluca dikkate alinir.
Iliskili kisilerle yapilan mal veya hizmet alim ya da satiminda uygulanan fiyat veya bedelin aralarinda böyle bir iliskinin bulunmamasi durumunda olusacak fiyat veya bedele uygun olmasini ifade etmektedir.
Emsallere uygun fiyat veya bedel, aralarinda iliskili kisi tanimina uygun herhangi bir iliski olmayan kisilerin tamamen islemin gerçeklestigi andaki kosullar altinda olusturdugu piyasa ya da pazar fiyati olarak da adlandirilan tutardir. Bu fiyat veya bedel, islem aninda hiçbir etki olmaksizin objektif olarak belirlenen en uygun tutar olup, iliskili kisilerle yapilan islemlerde uygulanan fiyat veya bedelin bu tutar olmasi gerekmektedir.
Türkiye'deki tam ve dar mükellef gerçek kisi ve kurumlarin tamami, transfer fiyatlandirmasi uygulamasinin kapsaminda olup bu gerçek kisi ve kurumlarin iliskili kisilerle gerek yurt içi gerekse yurt disi faaliyetleri ile ilgili olarak yaptiklari mal veya hizmet alim ya da satim islemleri transfer fiyatlandirmasi yoluyla örtülü kazanç dagitimi çerçevesinde degerlendirilecektir.
Kurumlar Vergisi Kanunu yönünden, kurumlarin iliskili kisilerle emsallere uygunluk ilkesine aykiri olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alim ya da satiminda bulunmalari durumunda, kazanç tamamen veya kismen transfer fiyatlandirmasi yoluyla örtülü olarak dagitilmis sayilacaktir.
"Kurum" ifadesi sermaye sirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluslari, dernek veya vakiflar ile bunlara ait iktisadi isletmeleri ve is ortakliklarini kapsamaktadir.
Gelir Vergisi Kanunu yönünden, tesebbüs sahibinin iliskili kisilerle emsallere uygunluk ilkesine aykiri olarak tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alim ya da satiminda bulunmasi halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile tesebbüs sahibince uygulanmis bedel veya fiyat arasindaki isletme aleyhine olusan farklar isletmeden çekilmis sayilacaktir.
Gelir Vergisi Kanununun uygulamasinda "tesebbüs sahibi" ifadesi, ticari ve zirai kazanç yönünden gelir vergisine tabi gerçek kisiler ile adi ortakliklarin ortaklari, kollektif sirketlerin ortaklari, adi ve eshamli komandit sirketlerin komandite ortaklarini kapsamaktadir.
Kontrol altindaki islem, birbirleriyle iliskili olan kisiler arasindaki islemleri ifade ederken kontrol disi islem, birbirleriyle herhangi bir sekilde iliskisi bulunmayan kisiler arasindaki islemleri ifade eder.
Iç emsal, mükellefin iliskisiz kisilerle yaptigi islemlerde kullandigi fiyat ya da bedeli ifade eder.
Dis emsal ise iliskisiz kisilerin kendi aralarinda yaptiklari karsilastirilabilir nitelikteki islemlerde kullandigi fiyat ya da bedeli ifade eder.
Karsilastirilabilirlik analizi, kontrol altindaki islemler ile kontrol disi islemlerin karsilastirilabilir olmasini ifade etmekte olup, islemler arasinda maddi bir farklilik yoksa ya da var olan farkliliklarin düzeltimlerle giderilmesi mümkünse, kontrol altindaki islem ile kontrol disi islem karsilastirilabilir nitelikte kabul edilir.
Kontrol altindaki islemler ile kontrol disi islemler karsilastirilirken öncelikle asagida belirtilen unsurlarin temel alinmasi gerekmektedir.
a) Mal veya hizmetlerin nitelikleri.
b) Gerçeklestirilen islevler, kullanilan varliklar ve üstlenilen riskler (islev analizi).
c) Pazardaki ekonomik kosullar.
ç) Kurumlarin is stratejileri.
(a) ve (b)'de yer alan unsurlarin karsilastirilmasinda sözlesme kosullarinin da (saglanan garantinin kapsami ve süresi, lisansin süresi, cografi bölge gibi) dikkate alinmasi gerekmektedir.
Mükelleflerin emsallere uygun fiyati, asagida belirtilen yöntemlerden islemin mahiyetine en uygun olanini kullanarak belirlemesi gerekmektedir.
Yukarida belirtilen yöntemlere iliskin ayrintili bilgiler 1 Seri Numarali Transfer Fiyatlandirmasi Yoluyla Örtülü Kazanç Dagitimi Hakkinda Genel Tebligde yer almaktadir.
Emsallere uygun fiyat veya bedeller, geleneksel islem yöntemleri olarak adlandirilan karsilastirilabilir fiyat yöntemi, maliyet arti yöntemi ve yeniden satis fiyati yöntemleri ile islemsel kâr yöntemleri olarak adlandirilan kâr bölüsüm yöntemi ve isleme dayali net kâr marji yöntemlerinden islemin mahiyetine en uygun olan yöntem kullanilarak tespit edilir. Bu yöntemler arasinda herhangi bir öncelik sirasi yoktur.
Emsallere uygun fiyata yukarida sayilan yöntemlerden herhangi birisiyle ulasma olanagi yoksa; mükellef, islemlerin mahiyetine uygun olarak kendi belirleyebilecegi ve daha dogru sonuç verdigine inandigi bir yöntemi de kullanabilir. Isleyis sistemi mükellefler tarafindan belirlenecek bu yöntemin de emsallere uygunluk ilkesine göre tespit edilmesi zorunludur.
Pesin fiyatlandirma anlasmasi, iliskili kisilerle yapilan islemlere iliskin transfer fiyatlandirmasinin tespit edilmesinde belli bir süre için uygulanacak yöntemin mükellef ile Idare (Gelir Idaresi Baskanligi) tarafindan anlasilarak belirlenmesini ifade eder. Iliskili kisilerle yapilan mal veya hizmet alim ya da satim islemlerinde uygulayacagi yöntem konusunda tereddüdü bulunan mükellef, gerekli bilgi ve belgelerle birlikte Idare'ye basvurarak belli bir dönem için yöntem tespiti talebinde bulunabilecektir. Bu sekilde mükellef ile Idare arasinda belirlenen yöntem, üç yili asmamak üzere anlasmada tespit edilen süre ve sartlar dâhilinde kesinlik tasir.
Pesin Fiyatlandirma Anlasma basvurusu ve basvuru sirasinda talep edilen bilgi ve belgelere iliskin ayrintili açiklamalar 1 Seri Numarali Transfer Fiyatlandirmasi Yoluyla Örtülü Kazanç Dagitimi Hakkinda Genel Tebliginde yer almaktadir.
Pesin Fiyatlandirma Anlasmasina iliskin süreç, mükellefin yazili basvurusu ile baslamakta olup, Idare tarafindan yapilacak degerlendirme asagidaki sekilde gerçeklesecektir:
Bu tür bir ön degerlendirme yapilmasi, mükellef ile Idare arasinda kesin olarak bir pesin fiyatlandirma anlasmasi yapilacagi anlamina gelmemektedir.
Idare ile mükellef arasinda pesin fiyatlandirma anlasmasi yapildiktan sonra, Idare, mükellefin söz konusu kosullara uyum gösterip göstermedigini ve/veya bu kosullarin geçerliligini sürdürüp sürdürmedigini, anlasmada belirlenen süre boyunca mükellefin sunacagi pesin fiyatlandirma anlasmasina iliskin yillik rapor üzerinden takip eder.
6728 sayili Kanun ile 5520 sayili Kanunun 13 üncü maddesinin besinci fikrasina eklenen hükümle, mükellef ve Bakanlik, belirlenen yöntemin zamanasimina ugramamis geçmis vergilendirme dönemlerine de tatbik edilmesini, Vergi Usul Kanununun pismanlik ve islah hükümlerinin uygulanmasinin mümkün olmasi ile anlasma kosullarinin bu dönemlerde de geçerli olmasi hâlinde, anlasma kapsamina almak suretiyle saglayabilir. Bu durumda, imzalanan anlasma söz konusu hükümlerde yer alan haber verme dilekçesi yerine geçer, beyan ve ödeme islemleri buna göre tekemmül ettirilir. Anlasmanin geçmis vergilendirme dönemlerine uygulanmasi sebebiyle daha önceden ödenen vergiler ret ve iade edilmez.
5766 sayili Kanun ile 5520 sayili Kanunun 13 üncü maddesine yedinci fikra olarak eklenen hükümle, tam mükellef kurumlar ile yabanci kurumlarin Türkiye'deki is yeri veya daimi temsilcilerinin aralarinda iliskili kisi kapsaminda gerçeklestirdikleri yurt içindeki islemler nedeniyle kazancin örtülü olarak dagitildiginin kabulü hazine zararinin dogmasi sartina baglanmistir.
Hazine zarari emsallere uygunluk ilkesine aykiri olarak tespit edilen fiyat ve bedeller nedeniyle kurum ve iliskili kisiler adina tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplaminin eksik veya geç tahakkuk ettirilmesi olarak tanimlanmistir.
6728 sayili Kanun ile 5520 sayili Kanunun 13 üncü maddesine sekizinci fikra olarak eklenen hükümle, transfer fiyatlandirmasina iliskin belgelendirme yükümlülüklerinin tam ve zamaninda yerine getirilmis olmasi kaydiyla, örtülü olarak dagitilan kazanç nedeniyle zamaninda tahakkuk ettirilmemis veya eksik tahakkuk ettirilmis vergiler için vergi ziyai cezasi (Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde yazili fiillerle vergi ziyaina sebebiyet verilmesi hali hariç) %50 indirimli olarak uygulanir.
Tamamen veya kismen transfer fiyatlandirmasi yoluyla örtülü olarak dagitilan kazanç, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarinin uygulamasinda, Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinde belirtilen sartlarin gerçeklestigi hesap döneminin son günü itibariyla dagitilmis kâr payi veya dar mükellefler için ana merkeze aktarilan tutar sayilacaktir.
Transfer fiyatlandirmasi yoluyla örtülü olarak dagitilan kazancin kâr payi sayilmasi ile mükellefler bu kâr payina iliskin olarak istisna hükümlerinden yararlanacagindan, "karsi taraf düzeltmesi" bu sekilde, isleme taraf olanlar arasinda gerçeklesmis olacaktir. Dolayisiyla, dagitilmis kâr payinin net kâr payi tutari olarak kabul edilmesi sonucunda ortaklarin hukuki niteligine göre belirlenen oranlarda vergi kesintisi yapilmasi gündeme gelebilir.
Daha önce yapilan vergilendirme islemleri, taraf olan mükellefler nezdinde buna göre düzeltilecektir. Ancak, bu düzeltmenin yapilabilmesi için örtülü kazanç dagitan kurum adina tarh edilen vergilerin kesinlesmis ve ödenmis olmasi gerekmektedir. Örtülü kazanç dagitilan kurum nezdinde yapilacak düzeltmede dikkate alinacak tutar, kesinlesen ve ödenen tutar olacaktir.
Verginin kesinlesmesi; dava açma süresi içinde dava açilmamasi, yargi mercilerince nihai kararin verilmis olmasi veya uzlasmanin vaki olmasi gibi haller nedeniyle verginin kesinlesmesi ve itiraz edilmeyecek duruma gelmesidir.
Gayri maddi haklar genel olarak; ticari gayri maddi haklar ve pazarlama amaçli gayri maddi haklar olmak üzere iki grup altinda degerlendirilmektedir.
Ticari gayri maddi haklar; bir malin üretiminde ya da bir hizmetin saglanmasinda kullanilan patentler, know-how, dizaynlar ve modeller ile müsterilere transfer edilen ya da ticari faaliyetin isletiminde kullanilan (bilgisayar yazilim programlari gibi) ticari varlik niteligine sahip gayri maddi haklari ifade etmektedir. Genel olarak yogun ve maliyetli arastirma gelistirme faaliyetlerine dayali olarak gelistirilen haklardir.
Pazarlama amaçli gayri maddi haklar ise; bir ürün ya da hizmetin ticari amaçli olarak kullanimina yardimci olan ticari markalar ve ticari unvanlar, müsteri listeleri, dagitim kanallari ile ilgili ürün açisindan önemli bir promosyon degerine sahip nevi sahsina münhasir isimler, semboller ya da resimler gibi gayri maddi haklari ifade etmektedir. Bu tür haklarin degeri, özellikle ticari marka ya da unvanin bilinirligine, markaya iliskin yürütülmekte olan arastirma gelistirme faaliyetlerine, mal veya hizmetin dagitimina ve bulunabilirligine ya da reklâm ve pazarlama faaliyetlerine dayali olarak gelistirilen haklardir.
Gayri maddi haklara iliskin emsallere uygun fiyat ya da bedelin belirlenmesinde gayri maddi hakki devreden ile devralan taraf ayri ayri degerlendirilmelidir.
Gayri maddi hakka iliskin emsal fiyat/bedel devreden yönünden, karsilastirilabilir nitelikteki kontrol disi islemde, gayri maddi hakkin sahibinin söz konusu hakki baskasina devretmeyi kabul edebilecegi bedel olmalidir. Devralan yönünden emsal fiyat/bedel, karsilastirilabilir iliskisiz bir kurumun faaliyetlerinde kullanmayi düsündügü gayri maddi varlik için ödemeyi kabul ettigi tutari ifade etmelidir.
Gayri maddi hakkin alim ya da satim islemlerine yönelik olarak emsallere uygun fiyat/bedel tespiti 1 Seri Numarali Transfer Fiyatlandirmasi Yoluyla Örtülü Kazanç Dagitimi Hakkinda Genel Tebligde belirtilen yöntemler çerçevesinde yapilacaktir.
Grup içi hizmet, iliskili sirketler arasinda gerçeklesen, genellikle ana sirketin bagli sirketlerine veya ayni gruba bagli sirketlerden birinin digerlerine verdigi hizmetleri ifade etmektedir. Bu hizmetler tüm grup için yönetim, koordinasyon ve kontrol islevlerinin saglanmasini da içermekte olup, bu tür hizmetleri saglamanin maliyeti, ana sirket, bu amaç için görevlendirilen bir grup üyesi veya diger bir grup üyesi (grup hizmet merkezi) tarafindan üstlenilebilmektedir.
Grup içi hizmetlerle ilgili olarak;
Bu çerçevede; öncelikle hizmetin verilip verilmediginin tespiti için hizmeti alan mükellefin ticari pozisyonunu güçlendirecek ticari veya ekonomik bir deger saglayip saglamadiginin dikkate alinmasi, bunun yani sira hizmet bedelinin hem hizmeti alan hem de hizmeti saglayan bakimindan ayri ayri ele alinarak emsallere uygunlugunun degerlendirilmesi gerekmektedir.
Emsallere uygun bedelin tespiti 1 Seri Numarali Transfer Fiyatlandirmasi Yoluyla Örtülü Kazanç Dagitimi Hakkinda Genel Tebligde belirtilen yöntemler çerçevesinde yapilacaktir.
Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve haklarin kiraya verilmesi karsiliginda elde edilen gelirler "Gayrimenkul sermaye iradi" olarak ifade edilmektedir. Gayrimenkul sermaye iradinin mükellefi, kira gelirine konu mal ve haklarin sahipleri, mutasarriflari, zilyedleri, irtifak ve intifa hakki sahipleri ile kiralanmis bir mal veya hakkin kiraya verilmesi durumunda kiracilaridir.
2016 yili için mesken kira gelirlerinin 3.800 TL'si (290 Seri No.lu G.V. Genel Tebligi); 2017 yili için ise 3.900 TL'si (296 Seri No.lu G.V. Genel Tebligi) gelir vergisinden istisnadir. Bu tutarin altinda kalan mesken kira gelirleri için yillik gelir vergisi beyannamesi verilmez. Istisna tutarinin üzerinde mesken kira geliri elde edilmesi halinde verilecek yillik beyannamede beyan edilen kira gelirinden istisna tutarinin düsülmesi gerekir.
Kira gelirinin yaninda ticari, zirai veya mesleki kazancini beyan etmek zorunda olanlar, istisna uygulamasindan yararlanamazlar.
Ayrica, istisna haddinin üzerinde hasilat elde edenlerden, beyani gerekip gerekmedigine bakilmaksizin ayri ayri veya birlikte elde ettigi ücret, menkul sermaye iradi, gayrimenkul sermaye iradi ile diger kazanç ve iratlarinin gayri safi tutarlari toplami Gelir Vergisi Kanununun 103. maddesinde yazili vergi tarifesinin 3. diliminde ücret gelirleri için yer alan tutari (2016 ve 2017 yillari için 110.000 TL) asanlar bu istisnadan faydalanamazlar.
Istisna uygulamasi, sadece, konut olarak kiraya verilen gayrimenkullerden elde edilen gelirler için söz konusudur. Örnegin, mesken ve isyeri kira gelirinin birlikte elde edilip beyan edilmesi halinde, istisna sadece mesken kira gelirine uygulanir. Isyeri kira gelirine istisna uygulanmaz.
Bir konuta birden fazla kisinin ortak olmasi halinde; bu konuttan elde edilen kira gelirlerinin vergilendirmesinde, her bir ortak için istisna ayri ayri uygulanacaktir. Bir mükellefin birden fazla konuttan kira geliri elde etmesi halinde ise istisna kira gelirleri toplamina bir defa uygulanacaktir.
Konut kira gelirinin beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde istisnadan yararlanilamaz. Ancak, idarece herhangi bir tespit yapilmadan önce, süresinde beyan etmedikleri veya süresinde verdikleri beyannamede yer almayan konut kira gelirlerini kendiliklerinden verecekleri beyanname ile beyan edenler istisnadan yararlanabilirler.
Konut kira geliri elde eden kisilerin, yillik olarak tespit edilen istisna tutarinin altinda kira geliri elde etmesi halinde vergi dairesinde mükellefiyet kaydi açtirmasina ve beyanname vermesine gerek bulunmamaktadir.
Mükellefler tarafindan o yila veya geçmis yillara ait olarak tahsil edilen kira bedelleri, tahsil edildigi yilin hasilati sayilir.
Örnegin; 2013, 2014 ve 2015 yillari kira gelirleri topluca 2016 yilinda tahsil edilirse, 2016 yilinin geliri olarak dikkate alinacaktir.
Gelecek yillara ait olup, pesin tahsil edilen kira bedelleri, ödemenin yapildigi yilin degil, gelirin ilgili oldugu yilin hasilati olarak kabul edilir.
Örnegin; 2016, 2017 ve 2018 yillari kira gelirleri topluca 2016 yilinda tahsil edilirse, her yila ait kira bedeli ilgili yilda beyan edilecektir.
Kira bedelinin hiç olmamasi veya düsük olmasi halinde, "emsal kira bedeli" esas alinir. Buna göre;
Gayrimenkulün bedelsiz olarak baskalarinin kullanimina birakilmasi,
Kiraya verilen gayrimenkulün kira bedelinin emsal kira bedelinden düsük olmasi,
hallerinde emsal kira bedeli esasi uygulanacaktir.
Kiraya verilen bina ve arazilerde emsal kira bedeli, varsa yetkili özel makamlarca veya mahkemelerce saptanmis kira bedelidir. O bina ya da arazi için kira takdiri veya tespiti yapilmamissa; emsal kira bedeli, emlak vergisi degerinin % 5'idir.
Bina veya arazi disinda kalan mal ve haklarda emsal kira bedeli, bunlarin maliyet bedelinin % 10'udur. Bu bedel bilinmiyorsa, Vergi Usul Kanununun servetlerin degerlemesi hakkindaki hükümlerine göre belli edilen degerlerinin %10'udur.
Örnek: Bay C, emlak vergisi degeri 100.000 TL olan bir apartman dairesini arkadasina bedelsiz olarak kiralamistir. Bu durumda, Bay C'nin kira geliri elde etmedigi halde, emsal kira bedeli hesaplamasi ve buna göre bulunacak tutar kadar kira geliri elde etmis sayilmasi gerekmektedir. Emsal Kira Bedeli: 100.000 x %5= 5.000 TL olacaktir.
- Bos kalan gayrimenkullerin korunmasi amaciyla bedelsiz olarak baskalarinin ikametine birakilmasi,
- Binalarin mal sahiplerinin çocuklarinin, anne ve babalarinin veya kardeslerinin ikametine tahsis edilmesi.(Ancak, bu kimselerin her birinin ikametine birden fazla konut tahsis edilmisse bu konutlarin yalniz birisi hakkinda emsal kira bedeli hesaplanmaz. Kardesler evli ise eslerden sadece biri için emsal kira bedeli hesaplanmaz),
- Mal sahibi ile birlikte akrabalarin da ayni evde veya dairede oturmasi,
- Genel bütçeye dâhil daireler ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile diger kamu kurum ve kuruluslarinca yapilan kiralamalar,
durumlarinda emsal kira bedeli esasi uygulanmaz.
Kira gelirinin vergilendirilmesinde, elde edilen gelirin safi tutari iki farkli sekilde tespit edilebilmektedir:
- Götürü Gider Yöntemi. (haklari kiraya verenler hariç)
- Gerçek Gider Yöntemi.
Götürü veya gerçek gider yönteminin seçimi, tasinmaz mallarin tümü için yapilir. Bunlardan bir kismi için gerçek gider, diger kismi için götürü gider yöntemi seçilemez.
Götürü gider yöntemini seçen mükellefler, kira gelirlerinden istisna tutarini düstükten sonra kalan tutarin % 25'i oranindaki götürü gideri gerçek giderlere karsilik olmak üzere indirebilirler. Ancak, bu usulü seçen mükellefler iki yil geçmedikçe gerçek gider yöntemine dönemezler.
Gerçek gider yönteminin seçilmesi durumunda;
- Kiraya veren tarafindan, kiraya verilen gayrimenkul için ödenen; aydinlatma, isitma, su ve asansör giderleri,
- Kiraya verilen mallarin idaresi için yapilan ve gayrimenkulün önemi ile orantili olan idare giderleri,
- Kiraya verilen mal ve haklara ait sigorta giderleri,
- Kiraya verilen mal ve haklar dolayisiyla yapilan ve bunlara harcanan borçlarin faiz giderleri,
- Konut olarak kiraya verilen bir adet gayrimenkulün iktisap yilindan itibaren 5 yil süre ile iktisap bedelinin % 5'i (iktisap bedelinin % 5'i tutarindaki bu indirim, sadece ilgili gayrimenkule ait hasilata uygulanacak, indirilmeyen kisim gider fazlaligi sayilmayacaktir.),
- Kiraya verilen mal ve haklar için ödenen vergi, resim, harç ve serefiyelerle kiraya verenler tarafindan ödenmis olmak sartiyla belediyelere ödenen harcamalara istirak paylari,
- Kiraya verilen mal ve haklar için ayrilan amortismanlar ile kiraya veren tarafindan yapilan ve gayrimenkulün iktisadi degerini artirici niteligi olan isi yalitimi ve enerji tasarrufu saglamaya yönelik harcamalar. (Bu harcamalar 2016 ve 2017 takvim yili için 900 TL'yi asiyor ise maliyet olarak dikkate alinabilir.)
- Kiraya veren tarafindan kiraya verilen gayrimenkul için yapilan onarim giderleri ile bakim ve idame giderleri,
- Kiraladiklari mal ve haklari kiraya verenlerin ödedikleri kiralar ve diger gerçek giderler,
-Sahibi bulunduklari konutlari kiraya verenlerin kira ile oturduklari konut veya lojmanlarin kira bedeli (kiranin indirilemeyen kismi gider fazlaligi sayilmayacaktir.),
- Kiraya verilen mal ve haklarla ilgili olarak sözlesmeye, kanuna veya ilama istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar,
Gayrisafi hasilattan indirilebilecektir. Ancak, gerçek gider yönteminin seçilmesi, konut kira geliri elde edilmesi ve konut kira gelirlerine uygulanan istisnadan yararlanilmasi durumunda, gerçek gider tutarinin istisnaya isabet eden kismi, gayrisafi hasilattan indirilemeyecektir.
Sahibi olduklari gayrimenkulleri konut olarak kiraya verenler, gerçek gider usulünü seçmeleri halinde, buradan elde ettikleri kira gelirinden, oturduklari konut için ödedikleri kira bedelini gider olarak indirebilirler.
Ancak, Türkiye'de yerlesik olmayan kisilerin (çalisma veya oturma izni alarak alti aydan daha fazla bir süredir yurt disinda yasayan Türk vatandaslari dâhil), yabanci ülkelerde ödedikleri kira bedelleri Türkiye'de elde ettikleri kira gelirinden gider olarak indirim konusu yapilamaz.
Kira ödemeleri ve tahsilatlari; konutlarda kira tutarinin 500 TL ve üzeri olmasi halinde, isyeri kiralarinda ise tutar ne olursa olsun mutlaka banka, benzeri finans kurumlari veya posta idareleri araciligi ile yapilmalidir.
Banka, benzeri finans kurumlari veya posta idareleri araci kilinmak suretiyle yapilan tahsilat ve ödemeler karsiliginda dekont veya hesap bildirim cetvelleri düzenlendiginde, bu belgeler tevsik edici belge kabul edilecektir. Bankalarin internet subeleri üzerinden yapilan ödeme ve tahsilatlar da ayni kapsamdadir.
Bu durumda, ortaklardan her birinin hissesine isabet eden kismin, ilgili yil için öngörülen istisna haddini asmasi halinde; hissesine, istisna tutarinin üzerinde bir konut kira geliri isabet eden ortak veya ortaklar bakimindan söz konusu konut kira gelirinin beyani gerekmektedir.
Diger taraftan, ortak veya ortaklarca beyanname verilmesi durumunda, her bir ortak konut kira gelirlerine taninan istisnadan ayri ayri faydalanabilecektir.
Konutlardan elde edilen kira gelirleri beyan edilmez veya eksik beyan edilirse, istisna uygulamasindan yararlanilamaz. Ancak, idarece herhangi bir tespit yapilmadan önce, süresinde beyan etmedikleri veya süresinde verdikleri beyannamede yer almayan mesken kirasi gelirlerini, kendiliklerinden, süresinden sonra verecekleri beyanname ile beyan edenler söz konusu istisnadan yararlanabileceklerdir.
Geçmis takvim yillarina ait kira gelirlerini ilgili beyan döneminde hiç beyan etmeyen veya eksik beyan eden kira geliri sahiplerinin bu gelirlerini, Vergi Usul Kanununda yer alan Pismanlik ve Islah hükümlerinden yararlanarak beyan etmeleri de mümkündür.
Beyan edilmesi gereken kira gelirinin bildirilmemesi halinde, mükellef adina ceza kesilir ve gelir takdir komisyonunca takdir edilir. Takdir edilen gelir üzerinden, gelir vergisi ile vergi ziyai cezasi hesaplanir. Ayrica gecikilen her ay için gecikme faizi talep edilir. Bu sekilde tahakkuk eden vergi, ceza ve gecikme faizinin tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekmektedir. Ödenmedigi takdirde, vergi dairesince ayrica her ay için ayri ayri gecikme zammi hesaplanmak suretiyle cebren tahsil yoluna gidilir.
Mükelleflerin, 1 Ocak – 31 Aralik dönemine ait beyana tabi gayrimenkul sermaye iradi gelirleri için MART ayinin 1 inci gününden 25 inci günü aksamina kadar beyannamelerini vermeleri gerekmektedir.
Beyanname verme süresinin son gününün resmi tatil gününe rastlamasi halinde, tatilden sonraki ilk is gününün tatil saatine kadar beyanname verilebilir.
Takvim yili içinde ülkeyi terk edenler, yurt disina çikma tarihinden önceki 15 gün içinde beyanname vermek zorundadirlar. Ölüm halinde ise beyanname ölüm tarihinden itibaren 4 ay içinde mirasçilar tarafindan verilir.
Beyanname, mükellefin bagli oldugu vergi dairesine verilecektir. Mükellefler normal olarak ikametgâhlarinin bulundugu yerin vergi dairesine baglidirlar.
Beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradindan ibaret olan mükellefler, istemeleri halinde vergi dairesinden alacaklari kullanici kodu, parola ve sifreyi kullanmak suretiyle yillik gelir vergisi beyannamelerini elektronik ortamda dogrudan kendileri gönderebilecekleri gibi elektronik beyanname gönderme aracilik yetkisi almis meslek mensubu araciligiyla da elektronik ortamda gönderebileceklerdir.
Beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisi MART ve TEMMUZ aylarinda olmak üzere iki esit taksitte ödenir. Hesaplanan vergi;
- Vergi tahsiline yetkili olan banka subelerine,
- Bagli bulunulan vergi dairesine,
- Bagli bulunulan vergi dairesinin bildirilmesi sarti ile herhangi bir vergi dairesine ödenebilir.
- Her nevi hisse senetleri kar paylari,
- Istirak hisselerinden dogan kazançlar,
- Kurumlarin idare meclisi baskan ve üyelerine verilen kar paylarinin yarisi,
gelir vergisinden istisna olup, kalan tutarin ilgili yil beyan haddini asmasi halinde beyanname verilecektir. Ayrica kurum bünyesinde yapilan % 15 oranindaki tevkifatin tamami, yillik beyannamede hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecektir.
Vergi uygulamasi bakimindan Devlet tahvili ve Hazine bonosu gibi degerlendirilmekle birlikte Eurobondlar Geçici 67 nci madde kapsaminda degildir. Dolayisiyla Eurobond faiz gelirleri beyan sinirini asmalari halinde beyan edilirler. (2016 yili için 30.000 TL)
Bu uygulamada Eurobondlarin ihraç tarihinin bir önemi bulunmamaktadir. Eurobondlar döviz cinsinden ihraç edildiginden indirim orani uygulanmamaktadir. Geçici 59 uncu maddenin yürürlügü 31/12/2007 tarihinde sona erdiginden bu tarihten sonra elde edilen gelirler için bu istisna uygulanmamaktadir.
Bankalar arasi mevduat ile araci kurumlarin borsa para piyasasinda degerlendirdikleri kendilerine ait paralarina yürütülen faizler hariç olmak üzere, tam veya dar mükellef ayrimi yapmaksizin ve mevduatin TL veya döviz cinsinden olmasinin bir önemi olmaksizin, tüm mevduatlar tevkif yoluyla vergilendirilmektedir.
- 01/01/2013 tarihli ve 28515 sayili Resmi Gazete'de yayimlanan 24/12/2012 tarihli ve 2012/4116 sayili Bakanlar Kurulu Kararinda yapilmis olan düzenlemeler çerçevesinde; 2013 takvim yilinda elde edilen döviz tevdiat hesaplarina yürütülen faizler vadelere göre % 18, % 15 ve % 13 oranlarinda; mevduat faizleri de vadelere göre % 15, % 12 ve % 10 oranlarinda tevkifata tabidir.
- Yukarida bahsi geçen Kararname disinda kalan mevduat hesaplarindan elde edilen gelirlere ise % 15'lik kanuni oran uygulanmaktadir.
- Repo islemlerinden 2016 takvim yilinda elde edilen gelirler % 15 oraninda tevkifata tabidir.
- 2016 takvim yilinda elde edilen faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kar paylari ile kar ve zarar ortakligi belgesi karsiligi ödenen kar paylari % 15 oraninda; 24/12/2012 tarihli ve 2012/4116 sayili Bakanlar Kurulu Kararinda yapilmis olan düzenlemeler çerçevesinde katilim bankalarinca döviz katilma hesaplarina ödenen kar paylari vadelere göre % 18, % 15 ve % 13 oranlarinda; katilim bankalari tarafindan katilma hesabi karsiliginda ödenen kar paylari da yine vadelere göre % 15, % 12 ve % 10 oranlarinda tevkifata tabidir.
Tevkif yoluyla vergilendirilen bu gelirler için yillik beyanname verilmeyecek olup, tevkifat uygulamasinda gelir sahibinin gerçek/tüzel kisi ya da tam/dar mükellef olmasinin veya elde edilen gelirin vergiden istisna olup olmamasinin önemi bulunmamaktadir.
- 01/01/2013 tarihli ve 28515 sayili Resmi Gazete'de yayimlanan 24/12/2012 tarihli ve 2012/4116 sayili Bakanlar Kurulu Kararinda yapilmis olan düzenlemeler çerçevesinde; 2014 takvim yilinda elde edilen döviz tevdiat hesaplarina yürütülen faizler vadelere göre % 18, % 15 ve % 13 oranlarinda; mevduat faizleri de vadelere göre % 15, % 12 ve % 10 oranlarinda tevkifata tabi olup, söz konusu Kararname disinda kalan mevduat hesaplarindan elde edilen gelirlere ise % 15'lik kanuni oran uygulanmaktadir.
Tevkif yoluyla vergilendirilen bu gelirler için yillik beyanname verilmeyecektir. Tevkifat uygulamasinda gelir sahibinin gerçek/tüzel kisi ya da tam/dar mükellef olmasinin veya elde edilen gelirin vergiden istisna olup olmamasinin önemi bulunmamaktadir.
Ancak, tam mükellef gerçek kisilerin yurt disindaki bir bankadan elde ettigi mevduat faizleri yurt disinda elde edilen gelir niteliginde oldugundan ve Türk Vergi Kanunlarina göre herhangi bir vergi tevkifatina tabi tutulmadiklarindan Gelir Vergisi Kanununun 86/1-d maddesine göre 2016 yili için 1.580-TL olarak belirlenen beyan haddi dikkate alinarak yillik gelir vergisi beyannamesi ile menkul sermaye iradi olarak beyan edilecektir.
Söz konusu miktari asan ve yabanci ülkelerdeki bankalardan elde edilen faiz gelirlerinin eger Türkiye'de elde edilmis diger gelirler varsa bu takdirde de beyannameye dâhil edilmesi gerekmektedir. Yurt disindan yabanci para birimine göre elde edilen faiz gelirleri elde edildigi tarih itibariyle T.C. Merkez Bankasi tarafindan belirlenen döviz alis kuru dikkate alinarak hesaplanmaktadir.
Kiyi bankaciligi (off-shore) dolayisiyla elde edilen mevduat faizleri de bu kapsamda degerlendirilir.
Çalisma veya oturma izni alarak alti aydan fazla bir süre yurt disinda yasayan Türk vatandaslari, Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar bakimindan dar mükellefiyet esasinda vergilendirilmektedir. Dar mükellefiyet esasinda vergilendirilecek söz konusu vatandaslarimizin, Türkiye'de elde ettigi gelirin tamami tevkif suretiyle vergilendirilmis menkul sermaye iratlarindan ibaret olmasi halinde beyanname verilmeyecektir.
Dar mükellefiyete tabi olanlar, Türkiye'de elde ettikleri, vergi kesintisine tabi tutulmamis menkul sermaye iratlarinin tamamini, elde etme tarihinden itibaren 15 gün içinde münferit beyanname ile bildirecek ve vergisini de ayni süre içerisinde ödeyeceklerdir.
Kiracilarin kira bedellerini ödememeleri nedeniyle açilan davalar sonucu verilen yargi kararlarinda, kira bedelinin yani sira yasal faiz ödenmesine de karar verilmis olmasi halinde, tahsil edilen kira bedelinin gayrimenkul sermaye iradi, faiz gelirinin ise menkul sermaye iradi olarak vergilendirilmesi gerekir.
Sermaye Piyasasi Kanununa göre kurulan menkul kiymetler yatirim fonlarinin katilma belgelerinin ilgili oldugu fona iadesi ve menkul kiymetler yatirim ortakliklarinin hisse senetlerinin alim satimindan elde edilen gelirler geçici 67 nci madde kapsaminda tevkifat yoluyla vergilendirilmektedir.
Tevkifat orani gerçek kisiler için % 10, kurumlar için ise % 0 olarak uygulanmaktadir. Hisse senedi yogun fonlarin katilma belgelerinden elde edilen gelirler hem gerçek kisi hem kurumlar için % 0 oraninda vergilendirilmektedir.
Sürekli olarak portföyünün en az % 51'i Borsa Istanbul AS'de islem gören hisse senetlerinden olusan yatirim fonlarinin bir yildan fazla süreyle elde tutulan katilma belgelerinin elden çikarilmasindan dogan gelirler tevkifat kapsaminda bulunmamaktadir.
Söz konusu gelirler için yillik beyanname verilmesine gerek bulunmamaktadir.
Tüzel kisiligi haiz emekli sandiklari, yardim sandiklari ile sigorta ve emeklilik sirketleri tarafindan;
* On yildan az süreyle prim veya aidat ödeyerek ayrilanlara ödenen irat tutarlari, %15
* On yil süreyle prim veya aidat ödeyerek ayrilanlar ile vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrilanlara ödenen irat tutarlari, %10 oraninda tevkifata tabidir. Bireysel emeklilik sisteminden;
* On yildan az süreyle katki payi ödeyerek ayrilanlar ile bu süre içinde kismen ödeme alanlara yapilan ödemelerin içerdigi irat tutari (28/3/2001 tarihli ve 4632 sayili Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatirim Sistemi Kanunu kapsaminda bireysel emeklilik hesabina yapilan Devlet katkilarinin ödemeye konu olan kisimlarina isabet eden irat tutari dahil.), %15
* On yil süreyle katki payi ödemis olmakla birlikte emeklilik hakki kazanmadan ayrilanlar ile bu süre içinde kismen ödeme alanlara yapilan ödemelerin içerdigi irat tutari (4632 sayili Kanun kapsaminda bireysel emeklilik hesabina yapilan Devlet katkilarinin ödemeye konu olan kisimlarina isabet eden irat tutari dahil.), %10
* Emeklilik hakki kazananlar ile bu sistemden vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrilanlara yapilan ödemelerin içerdigi irat tutari (4632 sayili Kanun kapsaminda bireysel emeklilik hesabina yapilan Devlet katkilarinin ödemeye konu olan kisimlarina isabet eden irat tutari dahil.), %5 oraninda tevkifata tabidir.
Tevkif yoluyla vergilendirilen bu gelirler için yillik beyanname verilmeyecektir.
Vadeli islem ve opsiyon sözlesmelerinden elde edilen gelirler Geçici 67 nci madde kapsaminda tevkifat yoluyla vergilendirilmektedir. Hisse senedine ve hisse senedi endekslerine dayali olarak yapilan vadeli islem ve opsiyon sözlesmelerinden elde edilen gelirler için tevkifat orani % 0'dir. Bunlar disinda kalan vadeli islem ve opsiyon sözlesmelerinden elde edilen gelirler için ise tevkifat orani gerçek kisilerde % 10, kurumlarda % 0 olarak uygulanmaktadir.
Tasarruflarini bankaya yatirarak elde ettigi faiz gelirini ortaklarina dagitan kooperatif sermaye üzerinden kazanç dagittigindan Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fikrasinin (k) bendindeki muafiyet hükmünden yararlanamaz. Ancak kooperatifin söz konusu faiz gelirini ortaklarina dagitmayarak sermayesine eklemesi durumunda kurumlar vergisi mükellefiyeti dogmayacaktir.
Dar mükellef gerçek kisilerce Eurobondlardan elde edilen faiz gelirleri, Türkiye'de tevkif suretiyle vergilendirilmis kabul edildiginden, bu kiymetlerden elde edilen faiz gelirleri tutari ne olursa olsun beyan edilmeyecegi gibi, diger gelirlerin beyani halinde de beyannameye dâhil edilmeyecektir.
Beyanname verilip verilmeyeceginin tespitinde, Devlet tahvili ve Hazine bonosunun ihraç tarihi önem arz etmektedir. Buna göre, 01/01/2006 tarihinden önce TL olarak ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonosundan, 2016 takvim yilinda elde edilen menkul sermaye iratlarina indirim orani (% 38,19) uygulanacak olup, indirim orani uygulandiktan sonra kalan tutarin beyan haddini (2016 yili için 30.000 TL) asmasi halinde bu tutar beyan edilecektir. Döviz cinsinden ihraç edilen Devlet Tahvili ve Hazine Bonosundan elde edilen faiz gelirlerinde ise; indirim orani uygulanmayacak olup, elde edilen gelirlerin tamami beyan haddinin asilmasi halinde beyan edilecektir.
01/01/2006 tarihinden itibaren ihraç edilen Devlet Tahvili ve Hazine bonolarindan elde edilecek olan faiz gelirleri Geçici 67 nci madde kapsaminda tevkifata tabi oldugundan beyan edilmeyecektir.
Asgari geçim indiriminden;
•Ücretleri gerçek usulde vergilendirilen tam mükellef gerçek kisiler (Diger bir ifade ile ücretleri tevkif suretiyle vergilendirilen tam mükellef kisiler).
•Tevkifata tabi tutulmamis ücret gelirlerini yillik beyanname ile bildirenler.
•Gelir Vergisi Kanununun 61. maddesi kapsaminda ücret kapsaminda degerlendirilen ücret geliri elde edenler (Örnegin; sosyal güvenlik destekleme primi ödemek suretiyle çalisanlar ile kurumlarin yönetiminde görevli olanlar) yararlanir.
Asgari geçim indiriminden;
Ücretleri diger ücret kapsaminda vergilendirilen hizmet erbabi
Bunlar;
a) Kazançlari basit usulde tespit edilen ticaret erbabi yaninda çalisanlar.
b) Özel hizmetlerde çalisan soförler.
c) Özel insaat sahiplerinin ücretle çalistirdigi insaat isçileri.
d) Gayrimenkul sermaye iradi sahibi yaninda çalisanlar.
e) Gerçek ücretlerinin tespitine imkân olmamasi sebebiyle, Danistay'in müspet mütalaasiyla,
Maliye Bakanliginca bu kapsama alinanlar.
• Ücret geliri elde etmeyen diger gerçek kisiler.
• Dar mükellefiyet kapsaminda ücret geliri elde edenler. (Ikametgahi Türkiye'de olmayan ve bir takvim yilinda 6 aydan az süre ile Türkiye'de ikamet edenler)
• Baska bir kanun hükmü (3218 Sayili Serbest Bölgeler Kanunu, 4490 Sayili Türk Uluslararasi Gemi Sicili Kanunu, 4691 Sayili Teknoloji Gelistirme Bölgeleri Kanunu vb.) uyarinca ücretlerinden gelir vergisi tevkifati yapilmayanlar yararlanamazlar.
Indirimin uygulamasinda çocuk tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafindan bakilan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasini kaybetmis torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yasini veya tahsilde olup 25 yasini doldurmamis çocuklari ifade etmektedir.
Asgari geçim indirimi uygulamasinda eslerin her ikisinin de ücretli olmasi halinde çocuklar yalnizca sosyal güvenlik yönünden tabi olduklari esin bildirimine dâhil edilecektir.
-Ücret geliri elde eden aile fertlerinden her biri için ayri ayri,
-Emekli maasi alanlar da çalismayan ve herhangi bir geliri olmayan es olarak kabul edilecek,
-Eslerin her ikisinin de ücretli olmasi halinde çocuklar yalnizca sosyal güvenlik yönünden tabi olduklari esin bildirimine dahil edilecek,
-Çocuklar için asgari geçim indiriminden, bosanan eslerden her ikisinin de çalismasi durumunda nafakaya hükmedilen esin,
-Çocuklar için nafaka ödenmesine karar verilmesine ragmen bosandigi esi tarafindan bu yükümlülügün yerine getirilmemesinin belgelendirilmesi durumunda, çalisanin bu çocuklari için,
asgari geçim indiriminden yararlanmasi mümkündür.
- Nafakaya hükmedilen ve bu yükümlülügünü yerine getiren esin çalismamasi veya emekli olmasi durumunda, diger çalisan esin çocuklari için asgari geçim indiriminden yararlanmasi söz konusu degildir.
Sadece aktif ücretli olarak çalisan es, çalisan es statüsündedir. Örnegin esiniz serbest avukat ya da serbest doktor olarak çalisiyorsa bu es, asgari geçim indirimin hesabinda çalismayan es olarak dikkate alinacaktir. Örnegin esiniz ücretli olarak devlet hastanesinde çalisiyorsa bu çalisan es statüsünde dikkate alinacaktir.
Asgarî geçim indirimi, ücretin elde edildigi takvim yili basinda geçerli olan ve sanayi kesiminde çalisan 16 yasindan büyük isçiler için uygulanan asgarî ücretin yillik brüt tutarina;
• Mükellefin kendisi için % 50'si,
• Çalismayan ve herhangi bir geliri olmayan esi için % 10'u,
• Çocuklarin her biri için ayri ayri olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5'i,
• Üçüncü çocuk için %10'u
• Diger çocuklar için % 5'i,
olmak üzere ücretlinin sahsi ve medeni durumu dikkate alinarak hesaplanan indirim oranlarinin uygulanmasi sonucu bulunacak matrahin, gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine karsilik gelen %15'lik oranla çarpimi suretiyle bulunan tutarin 12'ye bölünmesi sonucu her aya isabet eden tutar hesaplanir. Hesaplanan bu tutar ise ödenecek vergiden mahsup edilir. Ancak, ödenecek asgari geçim indirimi tutari aylik asgari ücret üzerinden hesap edilen vergiden fazla olamayacaktir.
Gelirin kismî döneme ait olmasi halinde, ay kesirleri tam ay sayilmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarlari esas alinacagindan hesaplanan yillik tutarin o aya isabet eden tutarindan kist döneme ait gelir vergisi tutari mahsup edilecektir. Dolayisiyla ücretlinin maasina yansiyacak kisimda mahsup edilen miktar kadar olacaktir.
Ücretliler, medeni durumlari ve çocuk sayilari ile esinin is ve gelir durumu hakkinda "Aile Durumu Bildirimi" ile isverenlerine bildirimde bulunacaklardir. Durumlarinda herhangi bir degisiklik olmasi halinde (evlenme, bosanma, ölüm, dogum vb.) bu degisiklikleri isverene bir ay içerisinde bildireceklerdir. Asgari geçim indirimi oranini etkileyen degisiklikler, söz konusu degisikligin isverene bildirildigi tarih itibariyle uygulanacaktir.
Ayliksiz izinde ücretlinin herhangi bir sekilde isvereninden aylik maas almasi söz konusu degildir. Dolayisiyla, aylik maas ödemesi olmadigi için, ödenmeyen ücret üzerinden gelir vergisi kesintisi yapilmasi da söz konusu degildir. Sonuç olarak, ayliksiz izine ayrilan hizmet erbabinin asgari geçim indirimden yararlanmasi mümkün degildir.
Raporlu ve izinli olunan dönemde de ücret alinmasi ve bu ücretten gelir vergisi kesilmesi halinde asgari geçim indiriminden yararlanilabilir. Ancak ücretsiz izinli olunan dönemde gelir vergisi kesintisi yapilmadigi için asgari geçim indiriminden yararlanilamayacaktir.
Yil içinde isyeri ve isvereni degisen ücretliler, yeni isyerlerinde veya isverenleri nezdinde çalismaya basladiklari aydan itibaren asgari geçim indiriminden yaralanmaya devam edeceklerdir.
Engellilik indirimi bulunan ücretlinin gelir vergisi matrahi hesaplanirken engellilik indirimi de mahsup edilecek, engellilik indiriminin mahsubundan sonra kalan gelir vergisi matrahi üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarindan da yillik asgari geçim indirimi tutarinin 1/12'si mahsup edilecektir. Mahsup edilecek tutar, kalan gelir vergisi tutarini asamayacak ve asgari geçim indirimi farki diger dönemlerde de degerlendirilmeyecektir. Ödenecek asgari geçim indirimi tutari, aylik asgari ücret üzerinden hesap edilen vergiden fazla olamayacaktir.
Gelir Vergisi Kanununun 95 inci maddesi geregi ücretlerinden vergi tevkifati yapilmayan ve bu nedenle ücretlerini yillik beyanname ile beyan etmek zorunda olan ücretlilerde asgari geçim indirimi, yillik beyannamede hesaplanan gelir vergisinin ücret gelirlerine isabet eden tutarindan mahsup edilmesi suretiyle gerçeklestirilecektir.
Asgari geçim indiriminin yillik tutari, her ücretli için takvim yili basinda geçerli olan asgarî ücret üzerinden hesaplanan yillik vergi tutarini asamayacak ve yili içerisinde asgari ücret tutarinda meydana gelen degisiklikler, asgari geçim indirimi uygulamasinda dikkate alinmayacaktir. Asgari geçim indirimi tutarinin, ücretlinin aylik hesaplanan vergisinden fazla olmasi halinde, fazlasi dikkate alinmayacaktir. Dolayisiyla, ücretlinin yararlanacagi aylik asgari geçim indirimi tutari, aylik asgari ücret tutari üzerinden hesaplanan aylik vergi tutarini asamayacaktir
Sosyal güvenlik destekleme primi ödemek suretiyle çalisanlar ile kurumlarin yönetiminde görevli olanlar da genel hükümlere göre asgari geçim indiriminden yararlanacaklardir. Buna göre; asgari geçim indirimi uygulamasindan ücretleri gerçek usulde vergilendirilen gerçek kisiler yararlanabileceginden, emekli olduktan sonra yeniden çalismaya baslanarak, gerçek usulde ücret geliri elde edilmesi durumunda, asgari geçim indiriminden yararlanilmasi mümkün bulunmaktadir.
Yili içerisinde asgari ücret tutarinda meydana gelen degisiklikler, asgari geçim indirimi uygulamasinda dikkate alinmayacaktir.
Ayni zamanda birden fazla isverenden ücret alinmasi halinde, asgari geçim indirimi uygulamasi, en yüksek ücretin elde edildigi isveren tarafindan gerçeklestirilecektir. Ücretliler medeni durumu ve çocuk sayisi hakkinda bildirimlerini, en yüksek ücret geliri elde ettikleri isverene vererek uygulamanin ilgili isverence yerine getirilmesini saglayacaklardir. En yüksek ücretin hangi isverenden alinacaginin belli olmamasi halinde, indirimden yaralanacagi isvereni ücretli kendisi belirleyecektir.
Isverenler tarafindan hizmet erbabinin ücret gelirlerinden kesilen gelir vergisinden mahsup edilen asgari geçim indirimi tutarinin, o ayki ücretiyle birlikte ücretliye nakden ödenmesi gerekir. Aksi takdirde, ücretliye nakden ödenmeyen asgari geçim indirimi, isverenler tarafindan haksiz yere yapilan bir mahsup islemi niteligi tasiyacak ve tevkif suretiyle kesilen verginin bu tutar kadar olan kismi, muhtasar beyanname ile eksik beyan edilmis olacaktir.
Bu nedenle, yukarida belirtilen sekilde ücretliye nakden ödenmeyen asgari geçim indirimi o ayda eksik beyan edilmis vergi tevkifati olarak kabul edilerek, bu vergiler için de isverenler hakkinda cezali tarhiyat yapilacaktir.
Asgari geçim indirimi avantajindan, ücret seviyesi ne olursa olsun, medeni durumlari ayni olan gerçek usulde ücret geliri elde eden tüm ücretliler ayni ölçüde yararlanacaktir. Yani esi çalismayan ve dört çocugu üzerinden sistemden yararlanan bir asgari ücretli ile ayni sartlarda esi çalismayan ve dört çocugu bulunan ve 10.000 TL ücret alan bir ücretlinin alacagi asgari geçim indirimi tutari ayni olmaktadir.
Kanuni düzenlemede ücretlinin kendisi, esi ve çocuklari disinda bir kisinin asgari geçim indiriminden yararlanacagina iliskin bir düzenleme yoktur. Bu nedenle, ücretlinin anne veya babasina saglik güvencesi yönünden bakmakla yükümlü bulunmasi farkli bir konu olup, bu durumun asgari geçim indirimi sistemiyle bir iliskisi yoktur. Ancak, evlat edinilenler ile ana veya babasini kaybetmis torunlardan mükellefle birlikte oturanlar da çocuk tanimi içinde yer aldiklarindan bunlar içinde asgari geçim indiriminden faydalanilmasi mümkün bulunmaktadir.
Genel Tebligde yer alan, "…münhasiran emekli maasi alanlar da çalismayan ve herhangi bir geliri olmayan es olarak kabul edilecektir." ifadesi yer almaktadir. Emekli ayligi elde edenlerin, bu gelirlerinin disinda diger gelir unsurlarini (gerçek usulde elde edilen ücret geliri hariç) elde etmeleri durumunda da asgari geçim indirimi uygulamasinda dikkate alinmalarina engel bir durum yoktur.
Örnegin; ücretli Bay (A) özel sektörde çalismakta olup, esi Bayan (B) ise bir kamu kurumundan emekli olmus ve emekli ayligi almaktadir. Bu durumda, ücretli Bay (A)'nin emekli ayligi geliri olan esi, çalismayan ve herhangi bir geliri olmayan es kapsaminda degerlendirilecek ve asgari geçim indirimi oraninin tespitinde %10 olarak dikkate alinacaktir.
Asgari geçim indirimi uygulamasindan yararlanmaya basladiktan sonra çesitli sebeplerle ücretsiz izne (ayliksiz izin) ayrilan bir ücretlinin, ücretsiz izne ayrildiktan sonra artik ücret geliri elde etmesi söz konusu olmadigindan, asgari geçim indirimi uygulanmasi mümkün degildir. Ancak, ücretsiz izne ayrilan çalisanin ücret geliri elde eden bir esinin olmasi durumunda, bu esin ücretsiz izinde olan esini isverenine bildirmesi durumunda, asgari geçim indirimi oraninin hesabinda ücretsiz izindeki çalismayan esi için %10 oranini dikkate almasi mümkün bulunmaktadir.
Ücretli olarak çalisip gerçek usulde ücret geliri elde eden bir kisinin, bir sirketinin olmasi veya bir sirkete ya da ücret geliri elde ettigi sirkette ortak olmasi halinde genel hükümlere uymak kaydiyla asgari geçim indiriminden yararlanmasina engel degildir. Önemli olan, gerçek usulde ücret gelirinin elde edilmis olmasidir.
Gelir Vergisi Kanununun 46 nci maddesine göre; Kanunun 47 ve 48 inci maddelerinde yazili sartlari topluca haiz olanlarin ticari kazançlari basit usulde tespit olunur.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 51 inci maddesinde yazili faaliyetlerde bulunanlar, Kanunda belirtilen sartlari tasisalar dahi basit usulde vergilendirmeden yararlanamazlar.
Basit usulde vergilendirilmede;
- Defter tutulmaz.
- Isteyen mükellefler ödeme kaydedici cihaz kullanabilirler.
- Vergi tevkifati yapilmaz ve muhtasar beyanname verilmez.
- Geçici vergi ödenmez.
- Mal teslimi ve hizmet ifasi islemleri katma deger vergisinden istisnadir.
- Ticari kazancin tespitinde amortismana tabi iktisadi kiymet alislari ve satislari dikkate alinmaz.
- Alinan ve verilen belgelerin kayitlari mükelleflerin bagli olduklari meslek odalarindaki bürolarda tutulur. Ancak, isteyen mükellefler kayitlarini hiçbir yerden izin almadan kendileri tutabilecekleri gibi meslek mensuplarina da tutturabilirler.
- 31.12.2017 tarihine kadar, belge vermedikleri hasilatlari için gün sonunda toplu belge düzenleme imkanlari bulunmaktadir.
-Ticari kazançlarina yillik 8.000 TL indirim yapilmaktadir.
1. Kendi isinde bilfiil çalismak veya bulunmak: Isinde yardimci isçi ve çirak kullanmak; seyahat, hastalik, ihtiyarlik, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrilmalar dolayisiyla geçici olarak bilfiil isinin basinda bulunmamak bu sarti bozmaz. Ölüm halinde is sahibinin dul esi veya küçük çocuklari namina ise devam olundugu takdirde bunlarin bilfiil isin basinda bulunup bulunmamalarina bakilmaz.
2.Isyeri mülkiyetinin is sahibine ait olmasi halinde emsal kira bedeli, kiralanmis olmasi halinde yillik kira bedeli toplami asagida yazili miktarlari asmamalidir:
-Büyüksehir belediye sinirlari içinde 296 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebligi ile
01.01.2017 tarihinden itibaren 6.500 TL,
-Diger yerlerde 296 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebligi ile 01.01.2017 tarihinden itibaren 4.300TL.
3.Ticari, zirai ve mesleki faaliyetler dolayisiyla gerçek usulde gelir vergisine tabi
olmamak.
Yukarida yer alan, (2) ve (3) numarali bent hükümleri, öteden beri ise devam edenlerde takvim yili basindaki, yeni ise baslayanlarda ise ise baslama tarihindeki duruma göre uygulanir.
1. Satin aldiklari mallari oldugu gibi veya isledikten sonra satanlarin yillik alimlari tutarinin;
2016 takvim yili için 88.000 TL,
2017 takvim yili için 90.000 TL,
veya yillik satislari tutarinin;
2016 takvim yili için 126.000 TL,
2017 takvim yili için 130.000 TL'yi asmamasi.
2. (1) numarali bentte yazili olanlarin disindaki islerle ugrasanlarin bir yil içinde elde ettikleri gayri safi is hâsilatinin;
2016 takvim yili için 42.000 TL,
2017 takvim yili için 43.000 TL'yi asmamasi.
3. (1) ve (2) numarali bentlerde yazili islerin birlikte yapilmasi halinde, yillik satis tutari ile is hasilati toplaminin;
2016 takvim yili için 88.000 TL,
2017 takvim yili için 90.000 TL'yi asmamasi.
Milli piyango bileti, akaryakit, seker ve bunlar gibi kar hadleri emsallerine nazaran bariz sekilde düsük olarak tespit edilmis bulunan emtia için (1) ve (3) numarali bentlerde yazili hadler yerine ilgili bakanliklarin görüsü alinmak suretiyle Maliye Bakanliginca belirlenecek alim satim hadleri uygulanir. Anilan maddelerin ticaretini yapanlarin 2017 yilinda basit usulden yararlanmalari için belirlenen hadler 296 Seri No.lu Gelir Vergisi Tebliginde yayimlanmistir.
193 Sayili Gelir Vergisi Kanununun 51 inci Maddesi Hükmüne Göre Basit Usulden Yararlanamayacaklar:
1. Kollektif sirket ortaklari ile, komandit sirketlerin komandite ortaklari,
2. Ikrazat (ödünç para verme) isleriyle ugrasanlar,
3. Sarraflar ve kiymetli mücevherat alim satimi ile ugrasanlar,
4. Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fikrasinda sayilan kisi ve kurumlara karsi insaat ve onarma isini taahhüt edenler ile bu mükelleflere karsi derece derece taahhütte bulunanlar,
5. Sigorta prodüktörleri
6. Her türlü ilan ve reklam isleriyle ugrasanlar veya bu islere tavassut (aracilik) edenler,
7. Gayrimenkul ve gemi alim satimi ile ugrasanlar,
8. Tavassut (aracilik) isi yapanlar (dayibasilar hariç),
9. Maden isletmeleri, tas ve kireç ocaklari, kum ve çakil istihsal yerleri, tugla ve kiremit harmanlari isletenler,
10. Sehirlerarasi yük ve yolcu tasimaciligi yapanlar ile treyler, çekici ve benzerlerinin sahip veya isleticileri, (Yapisi itibariyla sürücüsünden baska on dört ve daha asagi oturma yeri olan ve insan tasimaya mahsus motorlu kara tasitlari ile yolcu tasiyanlar hariç),
11. Maliye Bakanliginca teklif edilen ve Bakanlar Kurulunca kararlastirilan is gruplari, sektörler, il ve ilçeler, büyüksehir belediyeleri dahil olmak üzere il ve ilçelerin belediye sinirlari (mücavir alanlar dahil), belediyelerin nüfuslari, yöreler itibariyla veya sabit bir isyerinde faaliyette bulunulup bulunulmadigina göre gerçek usulde vergilendirilmesi gerekli görülenler.
Bakanlar Kurulu Kararlari Uyarinca Gerçek Usul Kapsamina Alinanlar:
Gelir Vergisi Kanununun 51 nci maddesinin 12 numarali bendinde yer alan yetkiye istinaden yayimlanan ve halen yürürlükte olan Bakanlar Kurulu Kararlarinda belirtilen faaliyetleri yapan mükellefler de basit usulden faydalanamazlar.
a) 95/6430 sayili Bakanlar Kurulu Karari Uyarinca Gerçek Usul Kapsamina Alinanlar;
Büyüksehir belediyesi olan illerin (Erzurum, Diyarbakir, Sakarya ve 5216 sayili Büyüksehir Belediyesi Kanunu ile Büyüksehir Belediyesi sinirlari içerisine alinan yerlerden, yeni baglanan mahallelerle birlikte 2000 yili genel nüfus sayimindaki nüfusu 30.000’den az olan yerler ile 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayili On Dört Ilde Büyüksehir Belediyesi ve Yirmi Yedi Ilçe Kurulmasi ile Bazi Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Degisiklik Yapilmasina Dair Kanun kapsaminda büyüksehir belediyesi kurulan ve büyüksehir belediyesi sinirlari içerisine alinan yerler hariç),mücavir alan sinirlari dahil olmak üzere büyüksehir belediye sinirlari içinde;
a) Her türlü emtia imalati ile ugrasanlar,
b) Her türlü emtia alim-satimi ile ugrasanlar,
c) Insaat ile ilgili her türlü islerle ugrasanlar,
d) Motorlu tasitlarin her türlü bakim ve onarim isleriyle ugrasanlar,
e) Lokanta ve benzeri hizmet isletmelerini isletenler,
f) Eglence ve istirahat yerlerini isletenler,
01.05.1995 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirme kapsamina alinmistir.
b) 8/5521 sayili Bakanlar Kurulu Karari Uyarinca Gerçek Usul Kapsamina
Alinanlar;
Zirai mahsul satin alarak bu mahsulleri kismen veya tamamen tüketici disinda kalanlara satan ticaret erbabi 01.01.1983 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirme kapsamina alinmistir.
c) 92/2683 sayili Bakanlar Kurulu Karari Uyarinca Gerçek Usul Kapsamina Alinanlar;
Her türlü televizyon, video, radyo, teyp, müzik seti, disk-çalar, kamera, bilgisayar, sogutucu, çamasir ve bulasik makinesi, elektrikli süpürge, elektronik müzik aletleri, elektrikli dikis makinesi ile elektrikle çalisan benzeri esyalarin alim-satimi ve üretimi ile ugrasan mükellefler gerçek usulde vergilendirme kapsamina alinmistir.
Basit usulde ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasilat ile giderler ve satilan mallarin alis bedelleri arasindaki müspet farktir. Bu fark yapilan faaliyetle ilgili olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre alinmasi ve verilmesi mecburi olan alis ve giderler ile hasilatlara iliskin belgelerde yazili tutarlara göre hesaplanacaktir.
Ayni iste ortak olarak çalisanlar hakkinda Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazili yillik kira bedeli ve 48 inci maddede yazili is hacmi ölçüleri toplu olarak, diger sartlar ortaklarin her biri için ayri ayri aranacaktir. Ortaklarindan birisi gerçek usule göre gelir vergisine tabi bulunan ortakliklarda, diger ortaklarin ticari kazanci da gerçek usulde tespit olunacaktir.
Bu usulde vergilendirilenler defter tutmayacaklardir. Bu mükellefler, kazancin tespiti ve Vergi Usul Kanununun defter tutma hükümleri hariç, bildirme, vesikalar, muhafaza, ibraz, diger ödevler ve ceza hükümleri ile bu Kanun ve diger kanunlarda yer alan ikinci sinif tüccarlar hakkindaki hükümlere tabi olacaklardir.
Basit usule tabi mükelleflerin kullandiklari belgeler ve zarflar sadece Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) tarafindan bastirilmaktadir. Mükellefler bu belgeleri bagli olduklari odalardan temin edeceklerdir.
Mükelleflerin bulundugu yerde bagli olduklari oda veya birlik yoksa veya bulundugu yerde bagli olacagi oda veya birlik kurulmamis ise; en yakin oda veya birlige veya karma odaya kayit yaptiracaklardir. Belgelerini de kayit yaptirdigi bu odadan temin edeceklerdir.
Basit usulde vergilendirme kapsaminda bulunup, meslek odalarina üye kayitlari yapilamayan, traktörle nakliyecilik yapanlar, hususi oto ile ticari faaliyette bulunanlar, biçerdöver isletmecileri ile insaat ustalari gibi mükellefler, kullanacaklari belgeleri ikinci sinif tüccarlarin tabi olduklari esaslar çerçevesinde (anlasmali matbaalara bastirmak veya noterlere tasdik ettirmek suretiyle) temin edebilmektedirler. Anilan mükellefler, diledikleri takdirde kullanacaklari belgeleri faaliyette bulunduklari yerdeki herhangi bir oda veya birlikten de alabilirler.
Basit usule tabi mükelleflerin kullandiklari belgeler ve zarflar sadece Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) tarafindan bastirilmaktadir. Mükellefler bu belgeleri bagli olduklari odalardan temin edeceklerdir.
Mükelleflerin bulundugu yerde bagli olduklari oda veya birlik yoksa veya bulundugu yerde bagli olacagi oda veya birlik kurulmamis ise; en yakin oda veya birlige veya karma odaya kayit yaptiracaklardir. Belgelerini de kayit yaptirdigi bu odadan temin edeceklerdir.
Basit usulde vergilendirme kapsaminda bulunup, meslek odalarina üye kayitlari yapilamayan, traktörle nakliyecilik yapanlar, hususi oto ile ticari faaliyette bulunanlar, biçerdöver isletmecileri ile insaat ustalari gibi mükellefler, kullanacaklari belgeleri ikinci sinif tüccarlarin tabi olduklari esaslar çerçevesinde (anlasmali matbaalara bastirmak veya noterlere tasdik ettirmek suretiyle) temin edebilmektedirler. Anilan mükellefler, diledikleri takdirde kullanacaklari belgeleri faaliyette bulunduklari yerdeki herhangi bir oda veya birlikten de temin edebilmektedirler.
Basit usule tabi mükelleflerin kayitlari, bagli olduklari oda veya birlikler bünyesinde kurulan muhasebe bürolarinda tutulmaktadir. Bu bürolarda 3568 sayili Kanuna göre yetki almis yeterli sayida meslek mensubunun çalistirilmasi zorunludur.
Isteyen mükellefler, kayitlarini hiçbir izne gerek olmadan kendileri de tutabilmektedir. Bu takdirde, vergilendirme ile ilgili ödevlerin tamami kendilerince yerine getirilecektir. Isteyen mükellefler ise kayitlarini serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müsavir gibi meslek mensuplarina tutturabilirler.
Mükellefler, satis ve hizmetleri için düzenledikleri hasilat belgelerini bir zarfta, faaliyetleri ile ilgili olarak mal ve hizmet alislari ile giderleri için aldiklari gider belgelerini baska bir zarfta toplayip saklayacaklardir. Kayitlari odalarda tutulan mükellefler ise her aya ait zarflari izleyen ayin 10’una kadar kaydinin tutuldugu büroya teslim edeceklerdir.
Mükelleflerden zarf içinde alinan belgeler bürolarda isletme hesabi defterinin gelir ve gider sayfalarindaki islem basliklari esas alinarak bilgisayar ortamina aktarilacaktir. Bu belgeler cari yilsonuna kadar bürolarda saklanacaktir.
Basit usulde vergilendirilen mükelleflerden sahte veya muhteviyati itibariyle yaniltici belge düzenledigi veya kullandigi tespit edilenler, bu hususun kendilerine teblig edildigi tarihi takip eden aybasindan itibaren ikinci sinif tüccarlara iliskin hükümlere tabi olacaklardir.Sahte veya muhteviyati itibariyla yaniltici belge düzenledikleri tespit edilenler hiçbir suretle basit usulde vergilendirilmezler.
Basit usule tabi olmanin sartlarindan herhangi birini takvim yili içinde kaybedenler, ertesi takvim yili basindan itibaren gerçek usulde vergilendirilirler. Basit usulün sartlarina haiz olanlardan, bu usulden yararlanmak istemediklerini yazi ile bildirenler, dilekçelerinde belirttikleri tarihten veya izleyen takvim yili basindan itibaren gerçek usulde vergilendirileceklerdir. Yeni ise baslayanlar ise ise baslama tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirileceklerdir.
Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazili sartlari topluca tasiyan ve arka arkaya son iki yil alis, satis ve/veya hâsilat tutarlarinin her biri ayni Kanunun 48 inci maddesinde yazili hadlerden düsük olan gerçek usule tabi mükellefler, bu sartin gerçeklesmesini izleyen yilin Ocak ayinin basindan otuz birinci günü aksamina kadar yazili olarak bagli bulunduklari vergi dairesine basvurmalari halinde basit usulde vergilendirmeye geçebileceklerdir.
Söz konusu mükelleflerin, anilan Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen faaliyetlerde bulunmamasi ve diger sartlari da topluca tasimalari gerekmektedir.
31/5/2012 tarihli ve 6322 sayili Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 46 inci maddesinde yapilan düzenlemeyle, gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden, belirli sartlari saglayanlara basit usule geçme imkâni taninmistir.
Gerçek usulden vergilendirmeden basit usulde vergilendirmeye geçis ile ilgili ayrintili açiklamalar 283 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebligi ve 18.12.2013 tarihli ve 93 Sira No.lu Gelir Vergisi Sirkülerinde yapilmistir.
Basit usulde vergilendirilen mükellefler, gelirin sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançtan ibaret olmasi halinde beyannamelerini SUBAT ayinin basindan yirmibesinci günü aksamina kadar vergi dairesine verecekler ve vergilerini de SUBAT ve HAZIRAN aylarinda ödeyeceklerdir. Basit usulde tespit edilen ticari kazancin yaninda, beyana tabi baska bir gelir unsurunun da bulunmasi halinde, beyanname MART ayinin basindan yirmibesinci günü aksamina kadar verilecek, vergiler de MART ve TEMMUZ aylarinda ödenecektir.
Özel Tüketim Vergisi Kanunu'na ekli;
- (I) sayili listedeki mallarin ithalatçilari veya rafineriler dahil imal edenler tarafindan teslimi,
- (II) sayili listedeki mallardan kayit ve tescile tabi olanlarin ilk iktisabi,
- (II) sayili listedeki mallardan kayit ve tescile tabi olmayanlar ile (III) ve (IV) sayili listelerdeki mallarin ithalati veya imal ya da insa edenler tarafindan teslimi,
-(I), (III) ve (IV) sayili listedeki mallar ile (II) sayili listedeki mallardan kayit ve tescile tabi olmayanlarin özel tüketim vergisi uygulanmadan önce müzayede yoluyla satisi,
bir defaya mahsus olmak üzere özel tüketim vergisine tabidir.
Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli dört adet liste kapsamina giren mallar Gümrük Tarife Istatistik Pozisyonu (G.T.I.P.) numaralariyla tanimlanmistir.
(I) sayili listenin A cetvelinde; akaryakit ürünleri, dogal gaz, LPG,
(I) sayili listenin B cetvelinde; akaryakita katilabilen solvent türevleri, tiner, bazyag,
madeni yaglar ve yaglama müstahzarlari,
(II) sayili listede, yari römorklar için çekiciler, binek otomobilleri ve esas itibariyla insan
tasimak üzere imal edilmis motorlu tasitlar, esya tasimaya mahsus motorlu tasitlar, özel amaçli motorlu tasitlar, motosiklet, helikopter, uçak, gemi, yat, eglence ve spor tekneleri gibi tasitlar,
(III) sayili listenin A cetvelinde, kolali gazozlar ve alkollü içkiler,
(III) sayili listenin B cetvelinde; puro, sigarillo, sigara, nargile tütünü, enfiye veya
çignemeye mahsus tütün gibi tütün mamulleri,
(IV) sayili listede, genel itibariyle, havyar ve havyar yerine kullanilan ürünler, kozmetik ürünleri, kürkler ve kürkten giyim esyasi, muzir nesriyat, sofra, mutfak, tuvalet, yazihane, ev tezyinati ve benzeri isler için bazi cam esyalar, manikür ve pedikür takim ve aletleri, altin veya gümüs kaplama kasik, çatal ve kasik-çatal takimlari, klimalar, isiticilar, beyaz esyalar, elektrik motorlu araçlarin motorunu çalistirmaya mahsus araç pilleri, küçük ev aletleri, cep telefonu, telsiz-telefon cihazlari, mikrofon, hoparlör, kulaklik, amplifikatörler, ses kayit ve çalma cihazlari, televizyon, projektör, kamera, ses ve görüntü cihazlari, infrared ile çalisan uzaktan kumanda cihazi, inci ve kiymetli taslardan mamul saat kayislari, tabancalar ve diger atesli silahlar ile sürgülü silahlar, kristal avizeler, bazi oyun esyalari, hayvansal maddelerden süs esyalari gibi mallar yer almaktadir.
ÖTV Kanununa ekli (I), (III) ve (IV) sayili listelerdeki mallar ile (II) sayili listedeki mallardan kayit ve tescile tabi olmayanlari imal, insa veya ithal edenler ile bu mallarin müzayede yoluyla satisini gerçeklestirenler, (II) sayili listedeki mallardan, kayit ve tescile tabi olanlar için; motorlu araç ticareti yapanlar, kullanmak üzere ithal edenler veya müzayede yoluyla satisini gerçeklestirenler.
Vergilendirme dönemi;
(I) sayili listedeki mallar için, her ayin ilk on bes günü birinci dönem, kalan günler ise ikinci dönem olarak belirlenmistir.
(II) sayili listedeki mallardan kayit ve tescile tabi olanlarda vergilendirme dönemi olmayip, ilk iktisapla ilgili islemlerin tamamlanmasindan önce verginin beyani ve ödenmesi esastir.
(II) sayili listedeki mallardan kayit ve tescile tabi olmayanlar ile (III) ile (IV) sayili listelerdeki mallar için, faaliyette bulunulan takvim yilinin birer aylik dönemleridir.
Beyanname;
(I) sayili listedeki mallar için vergilendirme dönemini izleyen onuncu günü aksamina kadar KDV (Katma Deger Vergisi) yönünden bagli olunan vergi dairesine,
(II) sayili listedeki mallardan kayit ve tescile tabi olanlar için ilk iktisap ile ilgili islemlerin tamamlanmasindan önce bu islemlerin yapildigi yer vergi dairesine, birden fazla vergi dairesi varsa motorlu tasitlar vergisi ile görevli vergi dairesine,
(II) sayili listedeki mallardan kayit ve tescile tabi olmayanlar ile (III) ve (IV) sayili listelerdeki mallar için vergilendirme dönemini izleyen ayin onbesinci günü aksamina kadar KDV yönünden bagli olunan vergi dairesine verilir.
Ilk iktisap, (II) sayili listedeki mallardan Türkiye’de kayit ve tescil edilmemis olanlarin;
- kullanilmak üzere ithalini,
- müzayede yoluyla veya kayit ve tescil edilmis olsa dahi 4077 sayili Tüketicinin Korunmasi Hakkinda Kanun hükümlerine göre iade edilenler de dahil motorlu araç ticareti yapanlardan iktisabini,
- motorlu araç ticareti yapanlar tarafindan kullanilmaya baslanmasini, aktife alinmasini veya adlarina kayit ve tescil ettirilmesini, ifade eder.
Özel Tüketim Vergisine tabi mallarin, yer aldiklari listedeki baska bir malin imalinde kullanilmasi halinde söz konusu mal için ödenen vergi, imal edilen mala iliskin olarak ödenecek vergiden Maliye Bakanliginca belirlenen esaslara göre indirilir.
4760 sayili Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fikrasinin (2) numarali bendine göre (II) sayili listede yer alan kayit ve tescile tâbi mallardan;
- 87.03 ( motor silindir hacmi 1.600 cm³' ü asanlar hariç ), 87.04 ( motor silindir hacmi 2.800 cm³' ü asanlar hariç ) ve 87.11 G.T.I.P. numaralarinda yer alanlarin engellilik derecesi % 90 veya daha fazla olan malûl ve engelliler tarafindan,
- 87.03 G.T.I.P. numarasinda yer alan (motor silindir hacmi 2.800 cm³' ü asanlar, bütün tekerlekleri motordan güç alan veya alabilenler, sürücü dahil 8 kisiye kadar oturma yeri olan binek otomobilleri, yaris arabalari, arazi tasitlari hariç), yük tasimasinda kullanilip azami agirligi 3,5 tonu asmayan ve yolcu tasima kapasitesi istiap haddinin %50'sinin altinda olanlar ile sürücü dahil 9 kisilik oturma yeri olanlarin engellilik durumlarinin araçlari bizzat kullanamayacak ve sürekli olarak tekerlekli sandalye veya sedye kullanmalarini gerektirecek nitelikte oldugunu ilgili mevzuat çerçevesinde alinan engelli saglik kurulu raporuyla tevsik eden ve engellilik derecesi %90 veya daha fazla olup tekerlekli sandalye ve ya sedye ile binilmesine ve seyahat edilmesine uygun tertibat yaptiran malul ve engelliler tarafindan,
- 87.03 ( motor silindir hacmi 1.600 cm³' ü asanlar hariç ), 87.04 ( motor silindir hacmi 2.800 cm³' ü asanlar hariç ) ve 87.11 G.T.I.P. numaralarinda yer alanlarin, bizzat kullanma amaciyla engelliligine uygun hareket ettirici özel tertibat yaptiran malûl ve engelliler tarafindan,
- Yukarida belirtilen araçlarin anilan malûl ve engelliler tarafindan ilk iktisabindan sonra deprem, heyelan, sel, yangin veya kaza sonucu kullanilamaz hale gelmesi nedeniyle hurdaya çikarilmasinda, bu araçlari hurdaya çikaran malûl ve engelliler tarafindan,
bes yilda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabi ÖTV'den istisna edilmistir.
ÖTV Kanununa göre, ilk iktisabinda istisna uygulanan kayit ve tescile tabi tasitlarin, veraset yoluyla intikallerinde ÖTV aranmaz. Dolayisiyla, tasitin veraset yoluyla intikaline bagli olarak müstereken bütün mirasçilar adina kayit ve tescil edilmesi halinde, bu intikal islemi nedeniyle ÖTV uygulanmaz.
Ancak, muristen mirasçilara sadece bir tasitin intikal etmis olmasi, baska bir mal ve/veya hakkin intikal etmemis olmasi halinde, tasitin miras hisselerinin tek bir mirasçiya devredilmesi, devralan mirasçi açisindan (kendi miras hissesine karsilik gelen kismi hariç olmak üzere) "veraset yoluyla intikal" olarak degerlendirilmez.
Muristen mirasçilara intikal etmis olan terekede söz konusu tasitin yani sira baskaca mal ve/veya hakkin da bulunmasi halinde ise diger mirasçilarin, lehine tasit üzerindeki mülkiyet hakkindan ivazsiz olarak feragatini gösteren belgenin ibrazi sartiyla istisnadan yararlanilmis olan tasitin lehine feragat edilen mirasçiya intikali, "veraset yoluyla intikal" olarak degerlendirilir. Bununla birlikte, terekede yer alan diger mal ve/veya haklarin degerinin tasitin degeri ile mütenasip olmasi gerekmektedir.
Özel Tüketim Vergisi Kanununun geçici 7’ nci maddesi uygulamasindan;
•Taksi, dolmus, servis, minibüs, midibüs ve otobüsle sehir içi yolcu tasimaciligi faaliyeti,
•Yari römorklar için çekici, kamyon ve kamyonetle ticari yük tasimaciligi faaliyeti dolayisiyla 7/9/2016 tarihi itibariyle gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan ve bu faaliyetini ilgili mevzuatinda öngörülen yükümlülükleri yerine getirmek ve yetkilendirilmek suretiyle maliki oldugu tasitlar vasitasiyla icra edenler yararlanabilir.
Istisna, Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayili listenin 87.02 ve 87.03 ile 8701.20 ve 87.04 tarife pozisyon siralari kapsamindaki tasitlardan, yukaridaki faaliyetlerin yürütülmesinde kullanilan/isletilenlerin yenilenmesi amaciyla, ayni tarife pozisyon siralari kapsamindaki tasitlarin ilk iktisabinda uygulanir.
Söz konusu uygulama, 7/9/2016 tarihi ilâ 30/6/2019 tarihi (bu tarihler dâhil) arasinda ilk iktisabi yapilan tasitlar için geçerlidir.
Istisna uygulamasindan yararlanilmak suretiyle yenilenen tasitin, yeni tasitin iktisap tarihinden itibaren iki tam yil içinde satilmasi, devredilmesi veya sair suretle isletme kayitlarindan çikarilmasi sarttir.
Bu uygulama kapsaminda ÖTV'siz iktisap edilen tasitin, veraset yoluyla intikal hariç olmak üzere, ilk iktisap tarihinden itibaren üç tam yil geçmeden atilmasi/devredilmesi veya faaliyetten çekilmesi durumunda ÖTV aranir.
Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fikrasinin (8) numarali bendinde düzenlenen istisnadan, 3713 sayili Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci maddesinin ikinci fikrasinin (a) ve (b) bentlerinde sayilanlardan sehit olanlarin es veya çocuklarindan birisi, es ve çocugu yoksa anne veya babasindan birisi bir defaya mahsus yararlanabilir.
Istisnadan yararlanma hakki, belirtilen kisilerin es veya çocuguna, es ve çocugu yoksa anne veya babasina taninmis olup, bu yakinlardan hiçbirisinin olmamasi veya istisna hakkindan yararlanmamalari durumunda dahi istisnadan yararlanma hakki, sehidin kardesi, yegeni, kayin hisimlari vb. baska bir yakini tarafindan kullanilamaz.
Söz konusu istisna uygulamasinda, Kanuna ekli (II) sayili listedeki mallardan, Türk Gümrük Tarife Cetvelinin;
• 87.03 tarife pozisyonunda yer alan, 1600 cm³ veya altinda motor silindir hacmine sahip binek otomobil, panelvan, pick-up, arazi tasiti, ATV, jeep, steysin vagon, vb. tasitlarin,
• 87.04 tarife pozisyonunda yer alan, esya tasimaya mahsus, 2800 cm³ veya altinda motor silindir hacmine sahip van, panelvan, kamyonet, pick-up, vb. tasitlarin,
• 87.11 tarife pozisyonunda yer alan, motor silindir hacmine bakilmaksizin motosikletlerin ilk iktisabi ÖTV'den müstesnadir.
Istisnadan yararlanacak kisi, ilk iktisap asamasinda,
• Sehit yakini oldugunu gösterir Sosyal Güvenlik Kurumundan alinmis Malullük Durum Belgesini,
• Sehite ait Vukuatli Nüfus Kayit Örnegi Belgesini,
• Gerektigi durumda noter nezdinde düzenlenmis Feragat Beyani Belgesini
ÖTV mükellefine veya gümrük idaresine ibraz eder.
Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli listelerde yer alan mallardan karsilarinda belirtilen tutar ve/veya oranlarda ÖTV alinmaktadir.
Buna göre (I) sayili listedeki mallar için litre, kilogram ve standart metreküp birimleri itibariyle maktu vergi tutarlari, (II) ve (IV) sayili listelerdeki mallar için ise nispi vergi oranlari, (III) sayili listenin (A) Cetvelindeki mallar için nispi vergi oranlari ile asgari maktu vergi tutarlari, (B) Cetvelindeki mallar için nispi vergi oranlari ile asgari maktu vergi ve maktu vergi tutarlari belirlenmistir.
4760 sayili ÖTV Kanununun 1. maddesinde bu Kanuna ekli (I) sayili listedeki mallarin ithalatçilari veya rafineriler dahil imal edenler tarafindan teslimi ile ÖTV uygulanmadan önce müzayede yoluyla satisi bir defaya mahsus olmak üzere ÖTV'ye tabi tutulmustur. Buna göre; atik madeni yag geri kazanim tesisleri tarafindan geri kazanilan mallarin ÖTV Kanununa ekli (I) sayili listede yer almasi halinde, bu mallar ÖTV'ye tabi olacak, geri kazanilan mallarin ÖTV Kanununa ekli (I) sayili listede yer almamasi halinde ise bu mallar ÖTV'ye tabi olmayacaktir.
4760 sayili ÖTV Kanununun 7/1-a maddesi ile bu Kanuna ekli (I) sayili listede yer alan mallarin Milli Savunma Bakanligi, Jandarma Genel Komutanligi, Sahil Güvenlik Komutanligi ve Milli Istihbarat Teskilati Müstesarliginin ihtiyaci için bu kuruluslara veya bunlarin gerek göstermeleri üzerine ve islemlerin bu kuruluslar adina yapilmasi kosuluyla akaryakit ikmalini yapanlara teslimi ÖTV'den istisna edilmistir. Söz konusu istisna uygulamasinin usul ve esaslari, Özel Tüketim Vergisi (I) Sayili Liste Uygulama Genel Tebliginin (II/C-1) bölümünde düzenlenmistir. Buna göre; ÖTV mükellefleri ile EPDK'dan dagitici/dagitim lisansi veya ihrakiye teslim lisansini haiz sirketler, yukarida adi geçen kurumlardan bu kurumlarin askeri amaçli istisna kapsaminda satin almak istedikleri mallarin cinsi ve miktarinin belirtildigi bir belgeyi aldiklari takdirde söz konusu uygulama uyarinca mal teslim edebileceklerdir.
396 Sira No.lu VUK Genel Tebliginin (1.2.1.) numarali bölümünde yer alan “Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapilan her türlü mal ve/veya hizmet alis ve satislari, bunlara iliskin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulasi, akaryakit pompalarina bagli ödeme kaydedici cihaz fisi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakilmaksizin Ba-Bs bildirim formlarina dahil edilecektir” açiklamasi uyarinca sigorta hizmeti alanlarin poliçe bilgilerini Ba bildirim formuna dahil etmeleri gerekmektedir.
Bildirim formlarini süresinde vermeyen mükellefler hakkinda Vergi Usul Kanununun mükerrer 355. maddesi hükmü uyarinca özel usulsüzlük cezasi kesilir. Ancak bildirim formlarini belirlenen sürelerin sonundan itibaren 2 gün içinde veren mükellefler hakkinda ilgili hüküm uyarinca ceza miktari 1/10 oraninda uygulanir. Bu durumda kesilecek ceza için söz konusu Kanunun 376. maddesine göre indirim de talep edilebilir.
Bir aylik dönem içinde ayni kisi veya kurumdan alinan yazar kasa fislerinin toplaminin Teblig ile belirlenen haddi asmasi halinde Ba bildirimine dâhil edilmesi gerekmektedir.
396 Sira No.lu VUK Genel Tebliginin (1.2.1.) numarali bölümüne göre isyeri kira bedelinin Ba bildirimine dahil edilmesi gerekmektedir. Ayni Tebligin (1.2.2.) numarali bölümünde “Belgelerde gelir vergisi tevkifatina da yer verilen hallerde tevkifattan önceki brüt tutarlar dikkate alinacaktir” ifadesi yer almaktadir. Buna göre belgede gelir vergisi tevkifatina da yer verilmesi halinde kesintiden önceki brüt tutarin bildirilmesi gerekmektedir.
Sahsin yabanci uyruklu olmasi nedeniyle, T.C kimlik numarasi ve vergi kimlik numarasi alanlari bos birakilarak ad-soyad/unvan bilgileri yazilip, ülkesi alanina Türkiye seçilerek bildirilmesi gerekmektedir.
Türkiye’de bulunan merkezden yapilan alimlarin, Türkiye’nin kodu seçilerek bir satira yazilmasi, ayri bir satira da serbest bölgenin kodu seçilerek serbest bölgedeki subeden yapilan alimlarin yazilmasi gerekmektedir. Alis yapilan mükellefin vergi kimlik numarasi ve unvan bilgileri her iki satira da yazilmalidir.
Düzeltme islemlerinin, bildirimlerin verilme süresi içinde veya bildirimlerin verilme süresinin sonundan itibaren 10 gün içinde yapilmasi halinde özel usulsüzlük cezasi kesilmez, takip eden 15 gün içinde yapilmasi halinde ise kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezasi 1/5 oraninda uygulanir. Bu süre de dolduktan sonra yapilan düzeltmelere ise özel usulsüzlük cezasi tam olarak uygulanir.
396 Sira No.lu VUK Genel Tebliginin (1.) ve (3.2.4.) numarali bölümleri geregince bilanço esasina göre defter tutan ve kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bütün mükelleflerin, belirlenen haddi asan herhangi bir alim satimi olmasa dahi Ba-Bs formlarini vermeleri gerekmektedir.
396 Sira No.lu VUK Genel Tebliginin (2.2.5.) numarali bölümüne göre Subat dönemi için, devrin gerçeklestigi tarihe kadar olan Ba-Bs bildirim formlarinin limited sirket adina, devrin gerçeklestigi tarihten ay sonuna kadar olan Ba-Bs bildirim formlarinin ise anonim sirket adina, takip eden ayin sonuna kadar verilmesi gerekmektedir.
Tarhiyat Öncesi Uzlasma
Tarhiyat öncesi uzlasma kapsamindaki vergi ve cezalar sunlardir:
Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca yapilan vergi incelemelerine dayanilarak bulunan matrah veya matrah farklari üzerine salinacak vergi, resim ve harçlar,
Yukarida belirtilen vergi, resim ve harçlara iliskin olarak kesilecek vergi ziyai cezasi, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalari.
Tarhiyat öncesi uzlasma kapsami disinda kalan vergi ve cezalar sunlardir:
Kaçakçilik suçlarindan dolayi 3 kat vergi ziyai cezasi kesilecek vergiler ile bunlara iliskin cezalar,
Kaçakçilik suç ve cezalarina istirak nedeniyle vergi ziyaina sebebiyet verilmesi halinde tarh edilecek vergi ile kesilecek cezalar,
Vergi incelemesine dayanmaksizin bulunan matrah veya matrah farklari üzerinden tarh edilecek vergiler ile kesilecek vergi ziyai cezasi, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalari.
Tarhiyat Sonrasi Uzlasma
Tarhiyat Sonrasi Uzlasma kapsamindaki vergi ve cezalar sunlardir:
Kaçakçilik disindaki fiiller sonucu vergi ziyaina sebebiyet verilen durumlarda tarh edilen vergiler ile kesilen vergi ziyai cezalari,
Mükellefler tarafindan yasal süresinden sonra verilen beyannameler ile Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesine göre pismanlik talepli olarak kabul edilen ancak sartlarin ihlali nedeniyle kanuni süresinden sonra verilen beyanname olarak isleme tabi tutulan beyannameler üzerinden tahakkuk fisi ile tahakkuk ettirilen vergilere iliskin olarak kesilen vergi ziyai cezalari.
Tarhiyat Sonrasi Uzlasma kapsami disinda kalan vergi ve cezalar ise sunlardir:
Usulsüzlük cezalari (Vergi Usul Kanununun 336 nci maddesi hükmüne göre kesilen usulsüzlük cezalari dahil)
Özel usulsüzlük cezalari.
Uzlasmanin konusuna ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergiler girmekte olup, kesinlesmis ve tahsil asamasina gelmis kamu alacaklari uzlasma kapsami disindadir.
Tarhiyat öncesi uzlasma talebinde bulunmayan mükellef, sartlari tasiyorsa tarhiyat sonrasi uzlasma talebinde bulunabilir.
Tarhiyat öncesi uzlasma talep eden mükellefin, uzlasma görüsmesinden önce bu talebinden vazgeçtigini yazili olarak bildirmesi durumunda, sartlari tasiyorsa tarhiyat sonrasi uzlasma hakki vardir.
Hayir edemez, mevzuat geregi mükellef bu iki hakkin ancak birinden yararlanabilir.
Tarhiyat Öncesi Uzlasma
Nezdinde inceleme yapilan mükellefler incelemenin baslangicindan inceleme ile ilgili son tutanagin düzenlenmesine kadar geçen süre içerisinde her zaman uzlasma talebinde bulunabilirler.
Inceleme elemanlarinca yapilacak "uzlasmaya davet" hallerinde ise, davet yazisinin mükellefe teblig tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde uzlasma talebinde bulunulabilirler.
Incelemenin sonuçlandigi tarihte tarh zamanasiminin sona ermesine üç aydan az bir zaman kalmasi halinde mükellefe uzlasma talebinde bulunup bulunmadigi sorulmaz ve uzlasma talebinde bulunmaya davet edilmez.
Tarhiyat Sonrasi Uzlasma
Uzlasma talebinin, vergi/ceza ihbarnamesinin mükellefe teblig tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde yapilmasi gerekir.
Tarhiyat Öncesi Uzlasma
Talep, vergi incelemesini yapana veya bagli bulundugu birime yahut ekip Baskanligina yazili olarak yapilmalidir. Ayrica uzlasma talebinin inceleme tutanaginda yer almasi da ilgili mercie yazili basvuru yerine geçer.
Tarhiyat Sonrasi Uzlasma
Uzlasma talebi, yetkili uzlasma komisyonuna veya mükellefin bagli oldugu vergi dairesine dilekçe ile yapilir.
Uzlasma talebinde mükelleflerin sahsen basvurmasi gerekir. Ancak mükellefin temsilcisi de noterden alinmis vekâletnameye dayanarak basvuruda bulunabilir.
Tüzel kisiler, küçükler ve kisitlilar ile tüzel kisiligi olmayan tesekküllerde ise bunlarin kanuni temsilcileri uzlasma talebinde bulunabilir.
Uzlasma talebinde bulunan mükellef, uzlasma talep ettigi vergi ve vergi ziyai cezasi için ancak uzlasma vaki olmadigi veya temin edilemedigi durumda yargi yoluna basvurabilir.
Mükellef tarafindan ayni vergi ve ceza için uzlasma talebinden önce dava açilmissa dava, uzlasma isleminin sonuca baglanmasindan önce vergi mahkemelerince incelenmez; herhangi bir sebeple incelenir ve karara baglanirsa bu karar hükümsüz sayilir.
Mükellefler, tarh edilen vergi ve kesilen cezalar için uzlasma veya cezalarda indirim talebinde bulunma haklarindan sadece birinden yararlanabilir. Uzlasma talebinde bulunan mükellef, uzlasma tutanagini imzalayincaya kadar uzlasma talebinden vazgeçtigini beyan ederek kesilen vergi ziyai cezalari için indirimden yararlanabilir. Uzlasma tutanagi imzalandiktan sonra söz konusu indirim hakki ortadan kalkar.
Uzlasmanin vaki olmasi halinde, üzerinde uzlasilan vergi ve cezanin, düzenlenen uzlasma tutanagi vergi ve cezalarin ödeme zamanlarindan önce mükellefe teblig olunmussa normal vade tarihlerinde; ödeme zamanlari kismen veya tamamen geçtikten sonra teblig olunmussa ödeme süreleri geçmis olanlar uzlasma tutanaginin tebliginden itibaren 1 ay içinde ödenmesi gerekir.
Ayrica, üzerinde uzlasilan vergi miktarina, verginin normal vade tarihinden uzlasma tutanaginin imzalandigi tarihe kadar geçen süre için Vergi Usul Kanununun 112. maddesine göre gecikme faizi hesaplanir.
Uzlasmaya varildiktan sonra üzerinde uzlasilan tutar kesinlesmekte olup, söz konusu tutarin süresinde ödenmemesi halinde uzlasma geçersiz sayilmaz. Ancak, kesinlesen tutarlar üzerinden gecikme zammi hesaplanir.
Uzlasma toplantisina getirilecek belgeler :
- Tüzel kisiligi haiz müesseseler adina toplantiya katilacaklar için; imza sirkülerinin asli veya noter onayli örnegi, nüfuz cüzdani/sürücü belgesi asli, ayrica bunlarin birer fotokopisi ile sirket kasesi,
- Vekâletmane ile katilacaklar için; Vekâletnamenin asli ("uzlasma" ibaresi bulunmasi sarttir) veya noter onayli örnegi, nüfuz cüzdani/sürücü belgesi asli, ayrica bunlarin birer fotokopisi,
- Mükellefe yardimda bulunmak üzere bir meslek mensubu veya avukatin da bulundurulmak istenmesi halinde; bu kisilerin uzlasma görüsmelerine katilabilmelerinin hukuki bir belgeye (sözlesme, vekâletname v.b) dayandirilmasi ve bu belgelerin de asli veya onayli bir örneginin uzlasma görüsmesi sirasinda komisyona ibraz edilmesi gerekmektedir.
Tarhiyat öncesi uzlasmanin saglanamamasi üzerine vergi dairesince düzenlenen ihbarnamenin tebligini takip eden 30 gün içinde mükellef uzlasma komisyonunun teklifini kabul ettigini bir dilekçe ile vergi dairesine bildirirse, uzlasma saglanmis sayilir ve ödeme yapilabilir.
Mükellefler karsilastiklari ekonomik ve mali zorluklar nedeniyle vergi borçlarini ödeme güçlügü içine düsebilirler. Zor duruma düsmeleri nedeniyle borçlarini ödeyemeyen mükelleflerin borçlari, borçlu tarafindan yazi ile istenmis ve teminat gösterilmis (50.000,00 TL’nin üzerindeki borçlar için) olmak sartiyla, 36 ayi geçmemek üzere ve faiz alinarak tecil ve taksitlendirilebilir.
Geçici Vergi, Özel Tüketim Vergisi, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, Özel Iletisim Vergisi, Harçlar (Ikmalen tarhiyata dayanan tapu harçlari hariç), Fonlar, Paylar (Egitime Katki Payi ve buna ait gecikme zammi dahil) Haklar, Ecrimisil ve ek vergiler disindaki diger borçlariniz için tecil ve taksitlendirme talep edebilirsiniz. Ancak bu vergilere ait gecikme zamlarinin tecil ve taksitlendirilmesi mümkündür.
Gecikme zammi uygulanmis borçlarda sadece alacak asli için tecil ve taksitlendirme yapilmamaktadir. Asil alacak ile birlikte bu alacaga ait gecikme zamminin da tecil ve taksitlendirilmesinin talep edilmesi halinde, talep degerlendirmeye alinacaktir.
Bizzat borçlunun kendisi veya vergi borcundan sorumlu tutulan kanuni temsilciler, ortaklar gibi asil borçlu ile birlikte borçtan sorumlu tutulan kisiler veya bu konuda özel olarak vekalet verilen kisiler tecil ve taksitlendirme talebinde bulunabilirler.
Tecil ve taksitlendirme, borcun ödenmesinden önceki her safhada, haczin tatbik edilmis oldugu hallerde ise haczedilen mallarin paraya çevrilmesine kadar talep edilebilir.
Borçlarinin tecil ve taksitlendirilmesini talep eden borçlularin, “Tecil ve Taksitlendirme Talep Formu” ile bagli bulunduklari vergi dairesine, vergi dairesi baskanligina/defterdarliga veya Baskanligimiza müracaat etmeleri gerekmektedir. Söz konusu form, Baskanligimiz internet sitesinden temin edilerek kullanilabilecektir. Tecil ve taksitlendirme talebinin degerlendirilebilmesi için formun eksiksiz olarak doldurulmasi gerekmektedir.
-Motorlu tasitlar vergisi, motorlu tasitlar vergisine ait gecikme zammi, gecikme faizi ve vergi cezasi, Karayollari Trafik Kanununa göre verilen trafik para cezalari, Karayolu Tasima Kanununa göre verilen idari para cezalari, Karayollari Genel Müdürlügünün Teskilat ve Görevleri Hakkinda Kanun uyarinca tahsili gereken geçis ücreti ve idari para cezalarindan olan alacaklar ve bunlarin fer’ileri,
-Yüksek ögrenim kredi borcu, yüksek ögrenim harç kredisi ve bu alacaklara ait gecikme zamlari,
vergi dairelerince taksitlendirilmekte olup, bu tür borçlarinin tecilinin vergi dairesinden talep edilmesi gerekmektedir
Tecil faizi orani yillik % 12'dir. Azami taksitlendirme süresi yasa geregi 36 aydir.
Amme borçlusunun alacakli tahsil daireleri itibariyla tecil edilen borçlarinin toplami 50.000 TL’ yi (bu tutar dahil) asmadigi takdirde teminat sarti aranilmaz. Bu tutarin üzerindeki amme alacaklarinin tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutari 50.000 TL’ yi asan kismin yarisidir.
Teminat olarak
- Para,
- Bankalar tarafindan verilen süresiz teminat mektuplari,
- Hazine Müstesarliginca ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetleri veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler, (Nominal bedele faiz dahil edilerek ihraç edilmis ise bu islemlerde anaparaya tekabül eden satis degerleri esas alinir.)
- Ilgililer veya ilgililer lehine üçüncü sahislar tarafindan gösterilen ve vergi dairelerince haczedilen menkul ve gayrimenkul mallar,
kabul edilir.
Borçlari tecil ve taksitlendirilen borçlular, tecil edilen borçlarinin % 10’unu ödemis olmalari ve vadesi geçmis baska borçlari bulunmamasi sartiyla vadesi geçmis borcunun bulunmadigina dair yazi alabileceklerdir.
- Tecil ve taksitlendirme sartlarina uyulmamasi halinde, tecil geçerliligini kaybeder.
- Teminat paraya çevrilir ve cebri icraya iliskin hükümler uygulanarak alacagin tahsili yoluna gidilir.
- Tecil edilen borçlara normal vade tarihinden yapilan ödeme tarihlerine kadar gecikme zammi hesaplanir. Yapilan taksit ödemeleri borca mahsup edilir.
- Bu borçlar için daha önceden ödenmis olan tecil faizleri, hesaplanan gecikme zammina mahsup edilir. Ancak, tecil edilen amme alacaginin gecikme zammi tatbik edilemeyen alacaklardan olmasi halinde ödenen tecil faizleri iade veya mahsup edilmez.
Tarhiyat öncesi veya tarhiyat sonrasi uzlasma yoluyla tahakkuk eden vergi ve cezalar için zor durum nedeniyle tecil ve taksitlendirme talep edilebilir.
213 sayili Vergi Usul Kanununun 371. maddesine göre pismanlikla beyan edilen tutarlar ile ayni Kanunun 376. maddesine göre ceza indiriminden yararlanilmak suretiyle ödeme yapilmasinin talep edildigi durumlarda, bu hükümlerden yararlanma sarti ödemenin belli zamanlarda yapilmasina baglandigindan, taksitlendirme yapilmasi mümkün bulunmamaktadir.
Tecil ve taksitlendirilen bir amme alacaginin tecil kosullarina uyulmamasi nedeniyle tecilin ihlal edilmis olmasi halinde; bu amme alacaklari için tecil ve taksitlendirme talebinde bulunulmasi mümkündür. Ancak, daha önce tecil ve taksitlendirilen bir amme alacaginin yeniden tecil ve taksitlendirilebilmesi için tecile yetkili makamlarin bu talebi uygun görmesi gerekmektedir.