7394 SAYILI TORBA KANUN İLE VERGİ KANUNLARINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Konu ve Kapsam
İlk defa 25.03.2022 tarihinde Meclise sunulan “Hâzineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile Türk vergi sisteminde yapılması planlanan değişiklikler, 05.04.2022 tarih ve 2022-15 sayılı sirkülerimizde açıklama ve paylaşım konusu yapılmıştı.
Anılan Kanun teklifi, 7394 Sayı numarası ile 15.04.2022 tarih ve 31810 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak kanunlaşmış ve yürürlüğe girmiştir.
Sırasıyla Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ile Katma Değer Vergisi Kanunu’nda yapılan söz konusu değişiklikler bu sirkülerimizde açıklama konusu yapılmıştır.
VERGİ USUL KANUNUNDA YAPILAN DÜZENLEMELER
Vergi Daireleri Tarafından Düzenlenen ve Vergi Dairesince İmzalanması Gereken Belgelerin Bu Daireler Adına Gelir İdaresi Başkanlığınca İmzalanması
7394 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesi ile VUK’nun “Vergi dairesi” başlıklı 4’üncü maddesinde değişikliğe gidilerek, vergi dairesince yapılan işlemlerde elektronik imza, mühür veya onay kullandırma, vergi daireleri tarafından düzenlenen ve vergi dairesince imzalanması gereken belgelerin bu daireler adına GİB tarafından elektronik ortamda imzalanması, mühürlenmesi veya onaylanmasına izin verme, elektronik imza, mühür veya onayın kullanım usul ve esaslarını düzenleme konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir.
Düzenleme Kanunun yayım tarihi olan 15.04.2022’den itibaren yürürlüğe girmiştir.
Kaçakçılık Suçlarında Cezalar Artırılmış Ayrıca Soruşturma ve Kovuşturma Aşamasında Mad. 371 Pişmanlık Hükümlerinden Yararlanma Yolu
7394 sayılı Kanun’un 4. Maddesi ile 359. Maddede birtakım değişiklikler yapılarak kaçakçılık suçlarında cezalar yükseltilmiştir.
Yapılan değişikliğe göre 359. Maddenin (a) fıkrasında yer alan “üç” ibaresi “beş” şeklinde, (b), (c) ve (ç) fıkralarında yer alan “beş” ibareleri “sekiz” şeklinde değiştirilmiştir. Buna göre;
Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, tahrif edenler, gizleyenler ile
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar,
hakkında on sekiz aydan beş yıla kadar hapis cezasıyla,
Defter, kayıt ve belgeleri yok edenler, sahte belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar,
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile anlaşması olmadığı halde belge basanlar veya bilerek kullananlar
Hazine ve Maliye Bakanlığınca yetkilendirilmediği halde ödeme kaydedici cihaz mührünü kaldıran, donanım veya yazılımını değiştirenler, cihazın hafıza birimlerine, elektronik devre elemanlarına veya harici donanım veya yazılımlarla olan bağlantı sistemine ya da kayıt dışı satışın önlenmesi için kurulan elektronik kontrol ve denetim sistemleri veya ilgili diğer sistemlere fiziksel veya bilişim yoluyla müdahale ederek; gerçekleştirilen satışlara ait mali belge veya bilgilerin cihazda kayıt altına alınmasını engelleyen, cihazda kayıt altına alınan bilgileri değiştiren veya silenler,
hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacaktır.
Düzenleme Kanunun yayım tarihi olan 15.04.2022’den itibaren yürürlüğe girmiştir.
Kaçakçılık Suçlarının, VUK Mad. 371’de Düzenlenen Etkin Pişmanlık Hükümlerinden Yararlanması Yolu Açılmıştır
Bilindiği üzere VUK’nun 371’inci maddesinde pişmanlık ve ıslah müessesesi düzenlenmiş olup 359’uncu maddenin son bendinde “371 inci maddedeki pişmanlık şartlarına uygun olarak durumu ilgili makamlara bildirenler hakkında bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmüne yer vererek, pişmanlık müessesesini düzenlemiştir.
Kanunun lafzi yorumuna bakıldığında, pişmanlık uygulamasından ancak suç soruşturmasına başlanılmadan evvel yararlanılacağı dolayısıyla soruşturma ve kovuşturma sürecinde bu yola başvurulamayacağı şeklinde ileri sürülen düşünceler, mezkûr maddenin gerekçesi ile çelişmekteydi.
Söz konusu Kanunun 4. Maddesi ile 359. Maddenin son fıkrasından önce gelmek üzere, “Bu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilir.
Tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda verilecek ceza yarı oranında indirilir.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır.
Bu maddede düzenlenen suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanunu’nun 43’üncü maddesi uygulanır.” hükmüne yer verilerek kaçakçılık suç ve cezalarının etkin pişmanlık hükümlerinden soruşturma ve kovuşturma aşamasında yararlanılmasına imkân sağlanmaktadır.
Buna göre, 359’uncu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilecektir.
Tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda ise verilecek ceza yarı oranında indirilecektir.
7394 sayılı Kanunun 6. Maddesiyle VUK’a eklenen Geçici 34. Madde hükmünde açıkça, etkin pişmanlık müessesesinden, soruşturması, kovuşturması devam eden veya infaz aşamasında olan dosyalara ilişkin faillerin de etkin pişmanlık müessesesi kapsamında öngörülen ceza indirimlerinden yararlanabilecektir.
Belirtilen bu ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şart olarak sayılmaktadır. Ayrıca, bu maddede düzenlenen suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanunu’nun 43’üncü maddesi uygulanır denilerek hapis cezalarının üst sınırı artırılmıştır.
Düzenleme Kanunun yayım tarihi olan 15.04.2022’den itibaren yürürlüğe girmiştir.
Kaçakçılık Suçlarının Cezalandırılması Sırasında Tespit Edilen 3. Kişiler Nezdinde Yürütülecek Muhakeme Usulünde Pratiklik
7394 sayılı Kanun’un 5. Maddesi ile 367. Maddesinin 4. fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen;
“359 uncu maddede yazılı suçlara ilişkin yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmalarda mütalaaya konu fiilin, başka bir kişi tarafından veya başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması durumunda, bu kişi bakımından kamu davası açılması için rapor düzenlenmesi ve mütalaa verilmesi şartı aranmaz.” Hükmü ile vergi kaçakçılığı suçlarına ilişkin yürütülen soruşturma veya kovuşturma safhalarında mahkeme hükmüne konu fiilin başka kişilerce işlendiğinin tespiti halinde bu tespit kâfi görülerek şahıslar hakkında ayrıca vergi incelemesi ve rapor düzenlenmeksizin, aranmaksızın doğrudan kamu davası açılabilecektir.
Düzenleme Kanunun yayım tarihi olan 15.04.2022’den itibaren yürürlüğe girmiştir.
GELİR VERGİSİ KANUNU’NDA YAPILAN DÜZENLEMELER
Reklam Yasağı Uygulananlara Verilen Reklamların Gider Kabul Edilmemesi
7394 sayılı Kanun’un 1. Maddesi ile 193 sayılı GVK’nun 41. Maddesinin birinci fıkrasın değişiklik yapılarak reklam yasağı kararına rağmen, reklam yasağı getirilen sosyal ağlara reklam vermeyi sürdüren gelir vergisi mükelleflerinin bu harcamalarının vergi matrahının tespitinde gider kabul edilmemesine hükmolunmuştur.
5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”un ek 4’üncü maddesi uyarınca, Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıların Türkiye’de en az bir kişiyi temsilci olarak belirlemeleri gerekmekte olup, bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde Türkiye’de mukim vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin ilgili sosyal ağ sağlayıcısına yeni reklam vermesi yasaklanmıştır.
GVK Mad.41’de yapılan düzenleme ile bu defa söz konusu reklam yasağına rağmen verilen reklamlara ait harcama tutarlarının kurum/gelir matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması engellenmektedir.
Buna göre 193 s. GVK’nun “Gider Kabul Edilmeyen Ödemeler” başlıklı 41’inci maddesinin birinci fıkrasına ve yine 7394 sayılı Torba Kanunun 24. Maddesi ile 5520 sayılı KVK’nun “Kabul edilmeyen indirimler” başlıklı 11’inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen bent ile 5651 sayılı Kanunun ek 4 üncü maddesi uyarınca hakkında reklam yasağı kararı verilmiş olmasına rağmen, reklam yasağı getirilenlere reklam vermeye devam eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu harcamalarının vergi matrahının hesaplanmasında gider olarak kabul edilmeyecektir.
Düzenleme Kanunun yayım tarihi olan 15.04.2022’den itibaren yürürlüğe girmiştir.
Bir veya Birden Fazla Özel Sağlık Kuruluşu İle Sözleşme Düzenleyerek Hekimlik Faaliyetini Yürüten Hekimlerin Serbest Meslek Erbabı Olarak Kabul Edilmesi
Kanunun 2. Maddesi ile GVK’nun “Serbest Meslek Erbabı” başlıklı 66’ncı maddesinin ikinci fıkrasına, “6. 5510 sayılı Kanunun ek 10 uncu maddesi uyarınca anılan Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında; sigortalı sayılan hekimler ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan kişiler;” hükmü eklenmiştir.
Son zamanlarda, özel sağlık sunucularında mesleğini ifa eden ve serbest meslek vergi mükellefiyeti olan hekimlere yönelik yapılan vergi incelemelerinde, denetim elemanlarınca serbest meslek mükellefiyet hakları olmadığı yönünde eleştiriler getirilerek cezalar uygulanmıştır.
GVK Mad. 66’da yapılan düzenleme ile bu yanlış uygulamanın önüne geçerek, bir veya birden fazla özel sağlık kuruluşu ile sözleşme düzenleyerek hekimlik faaliyetini yürüten hekimlerin serbest meslek erbabı olarak kabul edilmesi ve kazançlarının serbest meslek kazancı hükümlerine göre vergilendirileceğine hükmolunmuştur.
Düzenleme Kanunun yayım tarihi olan 15.04.2022’den itibaren yürürlüğe girmiştir.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNDA ÖNGÖRÜLEN DEĞİŞİKLİK DÜZENLEMELERİ
Katılma Paylarının Fona Devrinden ile Dönemsonu Değerlemesinden Doğan Gelirler de İstisna Kapsamına Alınmıştır
7394 sayılı Kanunun 22. Maddesi ile yurt içi iştirak kazançları istisnasını düzenleyen 5520 s. KVK Mad. 51/1(a) bendinin düzenlemeye gidilerek, mevcut bendin (4) numaralı alt bendinde “kâr payları” ibareleri “kâr payları ile katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler” şeklinde değiştirilmiş ve aynı bende aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
“5) (3) ve (4) numaralı alt bentlerde yer alan istisna kazançlarına kaynak oluşturan yatırım fonlarının katılma paylarının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 279 uncu maddesi kapsamında değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları.”
Yapılan bu düzenleme ile kurumların tam mükellefiyete tabi diğer yatırım fonu katılma paylarından elde ettikleri kâr paylarının (yatırım fon ve ortaklıklarının katılma payları ile hisse senetlerinden elde edilen kâr payları) yanı sıra yatırım fonu katılma paylarının fona iadesinden kaynaklanan ayrıca VUK’un Mad. 279 kapsamında fon katılma paylarının dönem sonu değerlemesinden doğan kazançlar da istisna kapsamına alınmıştır
Diğer taraftan, taşınmaz satış kazancı istisnasını düzenleyen, KVK Mad 5/1-(e)’de sayılanlar arasında yer alan “ve rüçhan haklarının” ibaresi “, rüçhan hakları ve bu fıkranın (a) bendi kapsamında istisna kazançlarına kaynak oluşturan yatırım fonlarının katılma paylarının” şeklinde değiştirilerek, iki yıldan uzun süreyle elde tutulan yatırım fonu katılma paylarının da %75’lik satış kazançları istisnasından yararlanılmasına imkan sağlanmıştır.
Düzenleme Kanunun yayım tarihi olan 15.04.2022’den itibaren yürürlüğe girmiştir.
Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarına Tanınan Kazanç İstisnasının Kapsamı Genişletilmiştir
Bilindiği üzere, 5520 s. KVK Mad. 5/1-(d) bendinin (4) numaralı alt bendinde “gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıklarının” kazançları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Ancak esas faaliyet konusu gayrimenkullerle ilgili portföy işletmeciliği olmayan gayrimenkul yatırım ortaklıklarının, söz konusu istisna düzenlemesinden yararlanıp yararlanmayacağı hususu tartışma konusu edilmekteydi.
7394 sayılı Kanunun 22. Maddesiyle KVK Mad. 5/1-(d) bendinin (4) numaralı alt bendine “(Esas faaliyet konusu itibarıyla gayrimenkul, gayrimenkul projeleri ve gayrimenkule dayalı haklardan oluşan portföyü işletmek amacıyla kurulanlar dışında kalanların kazançları hariç)” ibaresi eklenerek söz konusu belirsizlik giderilmiş ve münhasıran altyapı yatırım ve hizmetlerinden oluşan portföyü işletecek gayrimenkul yatırım ortaklıkları gibi esas faaliyet konusu gayrimenkullerle ilgili portföy işletmeciliği olmayan gayrimenkul yatırım ortaklıklarının istisna kapsamında olmadığı açıkça hükmolunmuştur.
Düzenleme, 2023 yılı vergilendirme dönemi kurum kazançlarına uygulanmak üzere Kanunun yayım tarihi olan 15.04.2022’den itibaren yürürlüğe girmiştir.
Sermaye Tamamlama Fon Tutarlarının Kurum Kazancının Tespitinde Gider Olarak Dikkate Alınmaması
Finansal durumu bozulan anonim şirketlerin zararların sermayeyi eritmesiyle sermaye kaybı yaşamaları veya şirket varlıklarının borç ve yükümlülükleri karşılayamaması durumunda, sermaye şirketi alacaklıların temel güvencesini oluşturan şirket sermayesinin tam olarak teşekkülünün ve korunmasının sağlanması amacıyla alınması gereken birtakım önlemler, 6102 s. TTK’nun 376’ncı maddesinde düzenlenmiştir.
Buna göre, zararın, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisine eşit veya bu tutardan çok olması halinde, toplantıya çağrılan genel kurul;
TTK’nin 473 ilâ 475 inci maddelerine göre sermaye azaltımı yapılmasına,
Sermayenin tamamlanmasına,
Sermayenin artırılmasına,
karar verebilmektedir.
Bu noktada zararı kapatmakla zorunda olan ortağın yükümlülüğü karşılıksızdır. Yani ortağın ödediği tutarlar ne sermaye ne borç ne de avans olarak nitelendirilmektedir.
Ortağın bilanço zararlarını kapatmak amacıyla yaptığı ödemeler, öz kaynaklar içerisinde sermaye tamamlama fonu hesabında toplanmakta ve takip edilmektedir. Bu fon, yalnızca zararların mahsup edilmesi suretiyle kullanılmaktadır.
Mali idare verdiği özelgelerde sermaye tamamlama fonunun, “ödenen şirket” açısından vergiye tabi kurum kazancına dâhil edilmesi gereken bir unsur ve fakat “ödeyen şirket” açısından iştirakin maliyetine eklenmesi veya gider yazılması veya zarar olarak dikkate alınması mümkün olmayan bir unsur olarak ele alınmıştır. Bu nedenle, sermaye tamamlama fonu, özkaynak tutarında bir artış teşkil ettiğinden ve sermaye konulması niteliğinde olmadığından; vergi hukuku karşısındaki durumu netleştirilmeden bu tedbire başvurulması riskli görünmektedir.
7394 sayılı Kanunun 23. Maddesiyle KVK’nun “Safi kurum kazancı” başlıklı 6. Maddesine eklenmesi öngörülen fıkra ile sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi halinde ortaklarca şirketlere bu kapsamda aktarılan tutarların kurum kazancının tespitinde dikkate alınmayacağına hükmolunmuştur.
Finans Sektörü Temsilcileri İçin Kurumlar Vergisi Oranı %25’e Çıkarılmıştır
7394 sayılı Kanun’un 25’inci maddesinde, 5520 s. KVK’nun “Kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı” başlıklı 32’nci maddesinin birinci fıkrası değiştirilerek;
Münhasıran bankalar, finansal kiralama, faktoring, finansman ve tasarruf finansman şirketleri, elektronik ödeme ve para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketlerinin kurum kazançları üzerinden %20 yerine %25 oranında kurumlar vergisinin hesaplanması,
Düzenleme, 2023 yılı vergilendirme dönemi kurum kazançlarına uygulanmak üzere Kanunun yayım tarihi olan 15.04.2022’den itibaren yürürlüğe girmiş olsa da Torba Kanunun 26. Maddesi hükmü gereği, anılan mükellefler için söz konusu %25 Kv oranı, 2022 takvim yılı kazançları için de uygulanacaktır.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNDA YAPILAN DÜZENLEMELER
Ulusal Güvenlik Amaçlı Teslim ve Hizmetlerde KDV İstisnası Uygulanacak Kuruluşlar Arasına İçişleri Bakanlığı Dahil Edilerek, Bağlı Kuruluşlar Nezdinde Bakanlığın İstisna Uygulamasından Yararlanma İmkânı Genişletilmiştir
7394 sayılı Kanun’un 10. Maddesi ile 3065 sayılı KDVK Mad. 13 (f) bendinde sayılan ulusal güvenlik kuruluşları arasına İçişleri Bakanlığı eklenmiş ve Bakanlığa bağlı olduğu için maddede ayrı ayrı sayılan Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü kuruluşları ise maddeden çıkarılmıştır.
Bu sayede daha önce Mad. 13/(f) ayrı ayrı sayılan Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yanı sıra İçişleri Bakanlığı’na bağlı olan diğer kuruluşlar olarak Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı’na “milli savunma ve iç güvenlik ihtiyaçları için” doğrudan yapılan teslim ve hizmetlerde KDV’den istisna edilmiştir.
Bu düzenleme, Kanunun yayım tarihini izleyen ay başı (Mayıs) 01.05.2022’den itibaren yürürlüğe girmiştir.
Çalışma veya Oturma İzni Alarak Altı Aydan Daha Fazla Yurt Dışında Yaşayan Türk Vatandaşları ile Yabancılara Kdv İstisnası Kapsamında Teslim Edilen Konut veya İş Yerinin Elde Tutma Süresinin 3 Yıla Çıkarılması
7394 sayılı Kanun’un 10. Maddesi ile 3065 sayılı KDVK Mad. 13 (i) bendinde yer alan bir yıl ifadesi üç yıla çıkarılmıştır. Buna göre söz konusu istisna madde düzenlemesinin yeni hali aşağıdaki gibi uygulanacaktır.
Konut veya iş yeri olarak inşa edilen binaların ilk tesliminde uygulanmak ve bedeli döviz olarak Türkiye’ye getirilmek kaydıyla,
Çalışma veya oturma izni alarak altı aydan daha fazla yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları (resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye’de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları hariç olmak üzere),
Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler ile
Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de olmayan ve bir işyeri ya da daimî temsilci vasıtasıyla Türkiye’de kazanç elde etmeyen
kurumlara yapılan konut veya iş yeri teslimleri KDV’den istisnadır.
İstisna kapsamında teslim alınan konut veya iş yerinin üç yıl içerisinde elden çıkarılması halinde ise zamanında tahsil edilmeyen verginin, tecil faiziyle birlikte tapu işleminden önce elden çıkaran tarafından ödenmesi şarttır.
Bu düzenleme, Kanunun yayım tarihini izleyen ay başı (Mayıs) 01.05.2022’den itibaren yürürlüğe girmiştir.
YTB Kapsamında Yapılan İnşaat İşlerine İlişkin Yüklenilen Kdv’nin İadesi Uygulamasının Süresi Uzamış ve Kapsamı Genişletilmiştir
Bilindiği üzere KDV K’na 6770 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 37. Maddede, münhasıran imalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilen inşaat işlerine ilişkin yüklenilen KDV’nin iadesine ilişkin usul ve esaslar hükme bağlanmıştır.
Bu defa 7394 sayılı Kanunun 11. Maddesi ile imalat sanayinin yanı sıra ve turizme yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılacak yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV de iadeye konu edilecektir.
Değişiklik öncesinde sadece imalat sanayine tanınan mezkûr istisna uygulamasında süre 31.12.2024 tarihinden 31.12.2025 tarihine uzamıştır.
Düzenleme, Kanunun yayım tarihini izleyen ay başı (Mayıs) 01.05.2022’den itibaren yürürlüğe girmiştir.
Türkiye’de Elektrik Motorlu Taşıt Araçları Üretenlere Verilen Mühendislik Hizmetleri KDV’den İstisna Edilmesi
7394 sayılı Kanunun 12. Maddesi ile KDV K’na Geçici 42. Madde eklenerek, Türkiye’de yapılan Ar-Ge faaliyetleri sonucunda geliştirilen elektrik motorlu taşıt araçlarını Türkiye’de imal eden mükelleflere verilen münhasıran bu araçların geliştirilmesine yönelik verilen ve yatırım teşvik belgesi kapsamında yer alan mühendislik hizmetleri 31.12.2023 tarihine kadar katma değer vergisinden istisna edilmektedir.
Anılan istisna uygulaması tam istisna olup, bu kapsamda yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilecek, indirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler ise bu Kanunun 32. Maddesi hükmü uyarınca istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilecektir.
Bu düzenleme, Kanunun yayım tarihi olan 15.04.2022’den itibaren yürürlüğe girmiştir.
SAYGILARIMLA
Yusuf ÖZER
YMM-Bağımsız Denetçi
Vergi Hukuku ve Uygulamaları Bilim Uzmanı